Zihinlerimizi Sanal Ortama Aktarmaya Ne Kadar Yakınız?

0
1000
görüntülenme
Zihinlerimizi Sanal Ortama Aktarmaya Ne Kadar Yakınız?
Zihinlerimizi Sanal Ortama Aktarmaya Ne Kadar Yakınız?

Kimsenin ölmediği bir gelecek düşünün; ölmek yerine zihnimizin dijital dünyaya aktarıldığı bir gelecek. Akıllarımız gerçekçi, simulasyon bir dünyada avatar boyutunda yaşayabilirler ve bu halde bile biyolojik dünyaya katkıda bulunabilirler.

Zihin aktarımı kulağa çok çekici geliyor ama bir insanın beynini tarayıp zihnini aktarmak için neler gerekiyor?

Asıl sorun beyni, zihni ele geçirecek kadar detaylı tarayabilmek ve o detayları yapay olarak eksiksizce tekrar yaratabilmek. Fakat önce neyi taramamız gerektiğini bilmeliyiz. İnsan beyni yaklaşık olarak 86 milyar nörondan oluşur. Bunlar en az yüz trilyon sinapsle bağlılardır. Beyin nöronlarının bağlantı biçimine yani nöronlar ve onların bağlantısına konnektom denir. Konnektomun şemasını daha çıkaramadık ve sinirsel sinyaller hakkında da öğrenecek çok şey var. Yüzlerce, belki de binlerce çeşit bağlantı türü ya da sinaps mevcut. Her birinin görevi nispeten farklı. Kimisi hızlı, kimisi yavaş işliyor. Kimisi öğrenme sürecinde küçülüyor ya da büyüyor. Kimisi zaman geçse de değişmiyor. Nöronlar arasındaki trilyonlarca 1’e 1 bağlantıların yanı sıra bazı nöronlar nörotransmiter yayıyor. Bunlar birden fazla nöronu aynı anda etkiliyor. Bu farklı etkileşim türlerinin hepsinin şemasını çıkartmak lazım ki insan zihni kopyalanabilsin.

Ayrıca sinirsel sinyalleri de etkileyen ve daha tam anlaşılmamış ya da keşfedilmemiş birçok şey var. Mesela, nöronların hareket etme biçimi gliya diye bir hücreden etkilenir. Gliya, nöronları çevreler ve bazı bilim adamlarına göre nöronlardan 1’e 10 oranında daha fazla olabilirler. Gliya önceden sadece yapısal destek için var sanılıyordu ve işlevleri hâlâ tam bilinmiyor ama bazıları kendi sinyallerini üretebiliyorlar. Bu sinyaller bilgi işlenmesini etkilerler. Beyin hakkındaki bilgilerimiz, zihnimizi kopyalamak için taramamız gerekenleri belirlemeye yeterli değil.

Diyelim ki bilgimiz o seviyeye ulaştı, peki taramayı nasıl yapacağız?

  İyi Bir Uykunun Faydaları Nelerdir?

Günümüzde canlı bir insan beynini yarım milimetre çözünürlüğünde tarayabiliyoruz. Bu da noninvazif tarama olan MRI ile yapılıyor. Bir sinapsı algılamak için bir mikron çözünürlüğünde tarama yapmalıyız. Bu da milimetrenin binde biri eder. Sinapsin çeşidini ve gücünü saptamak için daha iyi bir çözünürlüğe ihtiyacımız var. MRI güçlü bir manyetik alana bağlıdır. Her sinapsin detaylarına inecek çözünürlükte tarama yapmak için insan dokularını pişirebilecek güçte bir alan direnci gereklidir. Çözünürlükte böyle bir adım atmak yeni bir tarama teknolojisi gerektirmektedir. Ölü bir beyni elektron mikroskopuyla taramak daha mantıklı olurdu ama o teknoloji bile çok yetersiz ve önce deneği öldürmeyi gerektiriyor. Beyni, neyi tarayacağımızı bilecek kadar iyi anlasak ve o çözünürlükte tarama yapabilecek güvenli teknolojiyi üretsek bile o bilgiyi dijital olarak yeniden yaratmak da ayrı bir sorun. Bunun önündeki en büyük engeller programlama gücü ve depolama alanı. İkisi de her sene daha da gelişiyor. Aslında bu teknolojik kapasiteye ulaşmaya, zihnimizi anlamak ya da taramaktan daha yakınız. Yapay sinir ağları çoktan internet arama motorlarımızı, dijital aistanları, sürücüsüz arabaları Wall Street ticaret algoritmalarını ve akıllı telefonları işletiyor. Kimse 86 milyar nöron içeren bir yapay ağ icat etmedi ama programlama teknolojisi ilerledikçe o kadar büyük veri setlerini kaydetmek mümkün olabilir. Tarama ve yükleme sürecinin her aşamasında gerekli bilgileri doğru kaydettiğimizden emin olmalıyız. Yoksa bozuk bir zihin versiyonunun neye dönüşeceğini bilemeyiz.

Zihin aktarımı teorik olarak mümkün ama o teknolojiye ve bilgiye ulaşıp bu fikri gerçekleştirene kadar önümüzde daha yüzlerce yıl var. Bundan önce ahlaki ve felsefik açıdan düşünülmesi gerekenler var. Aktarılmış zihinlere kim erişebilir? Bu zihinlerin nasıl hakları olacak? Bu teknoloji nasıl kötüye kullanılabilir? Zihinlerimizi aktarsak bile geriye “gerçek biz” kalacak mı?

  Daha Önce Adını Adını Duymadığınız 10 Köpekbalığı
Paylaş

Bir Cevap Yazın