Antarktika kıtası insanlık için tam anlamıyla bir muamma. İnsanlığa ait bir çok sır sakladığına dair bir çok görüş var. Bilim adamları %98’i buzla kaplı olan bu kıtanın insanlık için birçok sır saklayabileceği konusunda hemfikir. Bu sırlar arasında; nereden geldik? evrende yalnız mıyız? dünya ısındıkça sonumuz da yaklaşıyor mu? soruları ve cevapları da var.
Kaşifler ilk olarak bu kıtaya 194 yıl önce balina avlamak, petrol ve kürk aramak için ayak bastı. Fakat dünyanın en ıssız kıtası olan bu yer zaman içinde bilim adamlarının insanlığın sırlarını araştırdıkları gözdesi haline geldi. Küresel ısınmadan tutun da evrenle olan ilişkilerimize kadar artık bilim adamları dünyanın birçok sırrını Antarktika’da arıyor. %98’i buzlarla kaplı olan kıtada buzlar devamlı hareket halinde. Turistler sadece görüntüsünün cazipliğine kapılıp bu kıtaya gelirken bilim adamları ise sadece bilim aşkıyla bu kıtaya geliyorlar. Nüfus olarak dünyanın en ıssız bölgesi. Bununla beraber en gizemli ve araştırmaları da en yoğun olduğu bölge.
Bilim adamlarının bu bölgede en çok araştırdıkları konuların başında küresel ısınmanın boyutları ve dünyamıza etkileri geliyor. Acaba dünyadaki geleceğimiz tehlike altında mı? küresel ısınma devam ettiği sürece bu dünyada yaşama şansımız nedir? yaşadığımız şehirler küresel ısınmanın etkisiyle buzulların erimesi sonucunda sel baskınlarına maruz kalır mı? küresel ısınmanın önüne geçebilir miyiz? türündeki sorularımızın cevabı hep bu kıtada saklı. Ayrıca dünya dışından gelen meteorların da yoğun olarak düştüğü bir bölge olduğu ve bu meteorlar donma noktasının çok altında hiç bir zarar görmeden korundukları için dünya dışı yaşamların da araştırıldığı bölge olma özelliğini de barındırıyor. Aynı zamanda da çok soğuk bir bölge olduğu için küresel ısınmaya karşı bir tür koruyucu gölge olarak kabul ediliyor. Herhangi bir küresel afet karşısında besinsiz kalma riskimize karşılık yıllardır bir çok hayati önem taşıyan bitkinin dondurulmuş tohum ve genetik kodları bu bölgede saklanıyor.
Bununla beraber Antarktika kıtası yeni canlı türlerinin bulunması açısından da çok önemli. Özellikle erimenin çok fazla olduğu dönemlerde bu türdeki keşifler yoğunlaşarak yapılıyor. En son geçen sen bu kıtada karidese benzer canlılar tespit edildi. Aynı zamanda bu bölgedeki hızlı erime hayvan ve canlı türlerindeki değişimin tespiti için de çok önemli. Çünkü doğal olarak buzulların erimesiyle beraber bu bölgede hem yeni keşifler yapılıyor hem de değişim olduğu gözleniyor. Bilim adamlar her iki konu üzerinde de titizlikle çalışıyorlar.
Faydalı bir yazı olmuş tebrikler.