Ülkemizde doğal ve beşerî koşullar nedeniyle bölgesel gelişmişlik bakımından önemli farklılıklar bulunmaktadır. Her bölgenin kaynakları, avantajları-dezavantajları, kalkınma projeleri, ihtiyaçları diğer bölgelerden farklıdır. Özellikle sanayi merkezlerinin büyük bir kısmının belirli alanlarda toplanmış olması, göçle birlikte bu bölgede nüfusun hızlı artması, altyapı ve konut yetersizliği, çarpık kentleşme gibi önemli sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle bölgelerin gelişmişlik düzeyleri arasındaki farkı azaltmak ve kaynakları doğru bir biçimde değerlendirmek amacıyla bölgesel kalkınma projeleri geliştirilmiştir. Ülkemizde bölgesel planlamanın başlangıcı 1950’li yılların sonudur. Bölgesel kalkınma projelerinin başlıcaları; GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi), DAP (Doğu Anadolu Projesi), KOP (Konya Ovaları Projesi), DOKAP (Doğu Karadeniz Projesi), ZBKP (Zonguldak, Bartın, Karabük Bölgesel Gelişme Projesi) ve YHGP (Yeşilırmak Havzası Gelişim Projesi)’dir.
Ülkemizin kalkınması açısından bu projeler büyük önem taşımaktadır. Çünkü kalkınmamız için gerekli olan potansiyel ülkemizde mevcuttur. Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konuyla ilgili görüşleri şöyledir:
“Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir. Türkiye bu kalkınmada iki büyük kuvvet dizisine dayanmaktadır: Toprağının iklimleri, zenginlikleri ve başlı başına bir servet olan coğrafi vaziyeti, bir de Türk milletinin silah kadar makine de tutmaya yaraşan kudretli eli ve millî olduğuna inandığı işlerde ve zamanlarda, tarihin akışını değiştirir yiğitlikle beliren, yüksek sosyal benlik duygusu.”
Bölgesel kalkınma projelerinden bir kısmının uygulanmasına başlanmıştır. Bazı kalkınma planlarıise fizibilite çalışmaları tamamlanarak uygulanmayı beklemektedir. Uygulaması başlamış ve devam eden projelerden biri GAP’tır.
GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi)
Güneydoğu Anadolu Projesi; Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerini kapsamaktadır. 1970 yılında oluşturulan GAP ile Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde kurulacak barajlarla tarım alanlarının sulanması ve hidroelektrik üretimi hedeflenmekteydi. Bu projenin kapsamı 1980’de genişletildi ve bölgesel kalkınma programına dönüştürüldü.
GAP ile Fırat ve Dicle Nehirleri üzerinde kurulması planlanan 22 baraj ve 19 hidroelektrik santrali ile yılda 27 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretilmesinin yanı sıra 1.822.000 hektar tarım alanının sulanması da planlanmıştır. Proje, ayrıca yerleşim birimlerinin altyapısı, ormancılık, eğitim ve sağlık gibi alanlarda birçok çalışmayı da kapsamaktadır.
Güneydoğu Anadolu geniş düzlüklere sahiptir. Bölgede yaz sıcaklıkları da yüksektir. Bu özelliği ile önemli bir tarım alanıdır. Ancak yaz kuraklığı tarımsal üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. GAP’la birlikte tarım alanları sulanmaya başlanmıştır. Pamuk, mısır ve mercimek gibi ürünlerin üretimi artmış, Güneydoğu Anadolu pamuk üretiminde Türkiye genelinde ilk sıraya geçmiştir.
GAP’ta planlanan 19 hidroelektrik santralinden 2014 yılı itibarıyla 13’ü tamamlanmıştır. Tamamlanan bu santrallerden sağlanan hidroelektrik üretimi 20,6 milyar kilovatsaattir. Bu üretim Türkiye hidroelektrik enerji üretiminin %49,3’üne denk gelmektedir.
GAP çalışmaları sayesinde bölgedeki karayollarının toplam uzunluğu ve kalitesi artmıştır. GAP Bölgesi’ndeki karayolu ağı 2013 yılı sonunda 6.086 km olmuştur. Otoyol ağı 291 km’ye, bölünmüş yol ağı ise 2.172 km’ye ulaşmıştır. Batman ve Adıyaman’a yeni terminal binaları yapılmış, Şırnak Şerafettin Elçi Havaalanı 2013 yılında hizmete açılmıştır. Şanlıurfa’da yapılan uluslararası kargo havalimanı, bu alanda yapılmış Türkiye’deki en büyük havalimanıdır.
GAP bölgesinde 1.822.000 hektar alanın sulamaya açılması planlanmış, 2014 yılı sonu itibarıyla Fırat ve Dicle havzasında toplam 424.710 hektar alan sulamaya açılmıştır. Bu durum bölgede tarımsal üretimi önemli ölçüde artırmıştır. Bölgeden ihraç edilen ürünlerin yarısına yakınını tarıma dayalı sanayi ürünleri oluşturmaktadır. Örneğin Şanlıurfa pamuk üretiminde bir yere gelmiştir. Bölgede tarı mın gelişmesi, aynı zamanda gelir düzeyinin de artmasını sağlamıştır.
GAP, aynı zamanda sanayileşme alanında da önemli gelişmeler sağlamıştır. Tarımsal üritemdeki artışa bağlı olarak gıda ve tekstil sanayi hızla gelişme sürecine girmiştir. GAP bölgesindeki ihracatın payı ise 2002’de %1,9 iken bu pay 2014 yılında 9.2 milyar dolar tutarında ticaretle %5,9’a çıkmıştır.
GAP’ın hedeflediği çalışmaların başlıcaları şunlardır:
- Gelişmiş bölgelerle GAP bölgesi arasındaki gelişmişlik farkını azaltmak,
- Bölge içinde sermaye birikimi sağlamak,
- Kişi başına düşen millî geliri artırmak,
- Sanayi ve hizmet sektörlerini geliştirmek,
- Bölge dışına gerçekleşen göçleri azaltmak,
- Çevreyi korumak ve iyileştirmek,
- Tarım ve hayvancılığı geliştirmek.
DAP (Doğu Anadolu Projesi)
Doğu Anadolu’nun diğer bölgelerle olan sosyo-ekonomik gelişmişlik farkını azaltmak ve mevcut verimlilik düzeyini geliştirerek ülke ekonomisine katkısını artırmak amacıyla 1998 yılında Doğu Anadolu Projesi (DAP) başlatılmış ve 2000 yılında tamamlanmış tır. Proje, bu coğrafi alanda yer alan iller ile bunlara komşu olan Bayburt ve Gümüşhane’yi kapsamaktadır. DAP, kapsamındaki coğrafi yerleşim açısından kendi içinde de üç alt bölüme ayrılmıştır.
DAP ana planı için ekonomik, sosyal, çevresel ve mekânsal olmak üzere dört ana hedef belirlenmiştir. Ekonomik hedef, kişi başına düşen millî geliri ve istihdamı artırmaktır. Sosyal hedeflerin başında kalkınmayı hızlandıracak aktiviteleri yaygınlaştırmak, bölge dışına olan göçleri azaltmak, eğitim ve sağlık alanındaki hizmetler ile yerleşim birimlerindeki altyapıyı iyileştirmekgelmektedir. Çevreyi korumak ve iyileştirmek bu projenin diğer bir hedefidir. DAP için belirlenen mekânsal hedef ise alt bölge merkezlerini birer sanayi ve hizmet merkezi hâline getirmek, böylece doğudan batıya göçü azaltmaktır.
DAP’la ilgili öngörelere göre bölge ekonomisi 2020 yılına kadar %6,9 oranında büyüyecektir. Bölgede kişi başına düşen gelirin ise 2020’de Türkiye ortalamasının %57,7’sine ulaşacağı öngörülmektedir.
ZBKP (Zonguldak, Bartın, Karabük Bölgesel Gelişme Projesi)
Bu proje 1997 yılında hazırlanmış olup Zonguldak, Bartın ve Karabük illerini kapsamaktadır. Bu bölgede hâkim olan ekonomik etkinlik, taş kömürü yataklarının işletilmesi ve demir çelik fabrikalarıdır. Ancak son yıllarda taş kömürü işletmeciliği (5.8.Fotoğraf) ve demir çelik fabrikalarındaki istihdamın azalması bölge halkının yeni iş olanaklarına yönelmesini ve mevcut işletmelerin kapasitelerinin iyileştirilmesini zorunlu hâle getirmiştir.
ZBK bölgesel gelişme projesinde taş kömürü işletmesi için ileri sürülen öneriler şunlardır:
- Yılda 2,8 milyon ton olan üretim korunarak işletme küçültülmeli,
- Verimli damar ve paneller seçilmeli,
- Madencilik yönetimi standardize edilmeli,
- Yeni ve modern yöntemler kullanarak ekipman yenilemesine gidilmeli,
- Personelin hizmet içi eğitimi sağlanmalı.
Proje çerçevesinde KARDEMİR (Karabük Demir Çelik Fabrikası) için ileri sürülen öneriler ise şunlardır:
- İşletmede modernizasyon ve yenileme yatırımları tamamlanmalı,
- Filyos’ta yapılacak liman yatırımı ile ham maddenin taşınması ucuza mal edilmeli,
- Atıkların değerlendirilmesinin sağlanacağı yeni yatırımlar yapılmalı,
- Çevreye duyarlı teknolojiler seçilerek sürdürülebilir gelişme ve ekonomik fayda sağlanmalıdır.
Bu önerilerin yanı sıra ormancılık, balıkçılık ve tarımla ilgili projeler de geliştirilmiştir. Tarımsal verimliliğin artırılması, balıkçılığın ve ormancılığın geliştirilmesi bölge halkının gelir düzeyini artıracaktır. Bölgede sanayinin geliştirilmesi de bu projede yer almaktadır.
DOKAP (Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Projesi)
Bu proje, Doğu Karadeniz’de yer alan Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt illerini kapsamaktadır. Bu bölgedeki başlıca ekonomik etkinlik tarım ve balıkçılıktır. Sanayi yeterince geliş memiştir ve kişi başına düşen millî gelir düşüktür. Tarım, önemli bir ekonomik etkinlik olduğu hâlde tarım alanları dardır. Bölgede işsizliğin fazla olması göç olaylarının artmasına neden olmuştur. Ayrıca bölgenin kıyı kesiminde dağınık yerleşmenin yaygınlığı, arazinin çok engebeli olması ulaşım ve altyapı hizmetlerini güçleştirmektedir.
Bölge doğal kaynak potansiyeli bakımından zengindir. Bunların başlıcaları:
- Alternatif turizm olanakları fazladır (kış turizmi).
- Orman bakımından zengindir.
- Büyükbaş hayvancılığa elverişli gür çayır alanları fazladır.
- Nem ve yağış isteyen ürünlerin yetişme koşullarına sahiptir.
DOKAP’ın belirlemiş olduğu başlıca hedefler ve projeden beklentiler şunlardır:
- Doğu Karadeniz’in sosyo-ekonomik düzeyini yükseltmek,
- Yeni iş olanaklarının sağlanmasıyla bölge dışına göçleri azaltmak,
- Ekonomide sektör ve ürün çeşitliliğini artırmak,
- Turizm etkinliklerini geliştirmek,
- Ulaşım, iletişim ve altyapı hizmetlerini geliştirmek,
- Doğal kaynakları ve çevreyi koruyarak kalkınmayı sağlamaktır.
YHGP (Yeşilırmak Havzası Gelişim Projesi)
Bu proje Yeşilırmak Nehri’nin kaynağından denize döküldüğü yere kadar, sularını topladığı alanı kapsamaktadır. Bu havza içinde Tokat, Yozgat, Çorum ve Samsun illeri yer almaktadır. Bu bölge, Türkiye’nin gelişmişlik düzeyinin altında kalmaktadır. Bu nedenle bölgenin bir bütün olarak planlı bir şekilde kalkınmasının sağlanması hedeflenmiştir.
Bu projenin başlıca amaçları şunlardır:
- Yeşilırmak ve kollarında oluşan kirliliği önlemek,
- Bölgede erozyonu önleyici çalışmalar yapmak,
- Yeşilırmak’ın akış rejimini düzenlemek,
- Havzada bulunan yerleşim birimlerinin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmalarına yönelik her türlü çalışmaları yapmak,
- Arazi kullanımını planlamak,
- Turizmi geliştirmek,
- Ulaşım ve iletişimi geliştirmek,
- Tarım ve hayvancılığı geliştirmek.
KOP (Konya Ovaları Projesi)
Bu proje, 10’u Konya’da, 2’si Karaman’da olmak üzere 12 projeden oluşmaktadır. Bu projeler tarım alanlarının sulanması, içme suyu elde etme ve enerji üretimini hedeflemektedir. KOP’un en büyük projesi Konya – Çumra’dır. Yukarı Göksu Havzası’nda yapılacak 3 baraj ve Mavi Tünel adı verilen su kanalıyla Konya kapalı havzasının suya kavuşması hedeflenmiştir. Bu proje sayesinde ayrıca Konya şehrinin içme, kullanma ve endüstri alanındaki su ihtiyacıda giderilecektir. Bu barajlar üzerinde kurulacak olan hidroelektrik santraller sayesinde elektrik enerjisi üretilecektir. 2012’de sulanan alan miktarı 923.569 hektarı bulmuştur.
Yazınız için teşekkür ederim. Benzer yazılar için takipteyim.