Bilim ve teknolojiyi günümüze yakın bir zamanda çıkmış bir gelişmeolarak kabul edemeyiz. İlk çağlardan beri bilimin gelişim sürecine Mezopotamya, Çin, Hint, Orta Asya ve İslam uygarlıklarının katkıları olmuştur. Bilimin gelişim süreçlerine katkısı olan bazı keşif ve çalışmalar şunlardır.
Taş Devri’nde silah, araç ve gereçler yapıldı. MÖ 4241 yılında Mısırlılar ilk hassas takvimi yaptılar. MÖ 3500’lerde Mezopotamya’daki Sümerler yazıyı ilk defa kullandılar. MÖ 3200’lerde tekerleği ilk olarak Sümerlerin kullandığı kabul edilir. MÖ 3000 yıllarında Mısır’da Hiyeroglif (resim yazısı) sistemi bulundu. MÖ 600’lerde Miletli Talesilk geometri okulunu kurdu. MÖ 450’de tarihin babası denilen Heredotilk dünya haritasını çizdi. MÖ 250’de Yunanlı Arşimet sıvıların kaldırma kuvvetini keşfetti.
1Mezopotamya’da Bilim
Mezopotamya, Dicle ve Fırat deltasında yer alan bir uygarlıktır. MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya’da yaşamış olan Sümer uygarlığının bilimde parlak bir düzeye ulaştığı görülür
Sümerler ateşle bazı mineralleri bakıra dönüştürebileceklerini, bakır ve kalay karışımlarından bronz alaşımı elde etmeyi biliyorlardı. MÖ 2500’lerde Sümerler çarpım tablosu kullanıyorlardı. Alan ve hacim hesapları yaparak dairenin alanını ve silindirin hacmini hesaplamak için pi (π) değerini 3,125 olarak alıyorlardı.
MÖ 2000’lerde Sümer Devleti ortadan kalktıktan sonra bile dilleri veyazıları bilimsel çalışmalara araç olmuştur. Sümerlerin yerini alan Babilliler de Matematik ve Astronomi’de büyük ilerleme kaydettiler. Karekök-küpkök hesaplama ve ikinci-üçüncü dereceden problemlerin çözümü için tablolar geliştirdiler. Babilliler problemleri daima somut örneklerle çözüyorlardı. Pisagor Teoremi olarak bilinen teoriyi Pisagor’dan önce kullanıyorlardı.
Tekerleğin icadı bütün çağların en önemli mekanik icadı olarak kabuledilir. En eski tekerleği günümüzden 5000 yıl önce ilk kez Mezopotamyalılar yapmıştır. Tekerleğin arabalara takılması ulaşımda köklü bir dönüşüm sağlamıştır.
2Çin’de Bilim
Çin uygarlığında bilimsel faaliyetler MÖ 2500’lü yıllarda başlamıştır. Zaman zaman Hindistan’ı da sınırları içine alan, bazen sadece Sarı Irmakcivarında küçük bir devlet şeklini alan Çin, ilk insan kalıntılarının bulundu-ğu yerlerden biridir. Çinlilerin Türklerle ve Hintlilerle yakın ilişkileri olduğubilinmektedir. Türklerin kullandıkları 12 hayvanlı Türk takvimini kullanmışlardır.
Matematikte ise Hint uygarlığından etkilenmişlerdir. 12. yüzyılda matbaa ve barut gibi teknik buluşlar Avrupa’ya Çin’den götürülmüştür. Geleneksel Çin tıbbının tedavi şekillerinden olan masaj ve akupunktur yöntemleri günümüzde de kullanılmaktadır.
MÖ 1000’li yıllarda ateşi silah amacıyla kullanan Çinliler, barutu daicat etmişlerdir. Barut, ilk kez 13. yüzyılda ateşli silahlarda kullanılmış,14. yüzyılda topçuluk alanında da kullanılmaya başlanmıştır. Modern anlamda top ilk kez Fransızlar ve İngilizler arasındaki Yüzyıl Savaşları’nda kullanılmıştır. Bununla birlikte kâğıdı, mürekkebi ve matbaayı Çinlilericat etmiştir. Bu icatların dünya genelinde kullanılması bilimin ilerlemesini sağlamıştır.
3Hindistan’da Bilim
Sıfır sayısını ilk kez Hintli matematikçiler kullanmışlardır. Cebir ve geometri üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Birinci ve ikinci dereceden denklemler üzerinde çalışıp bu denklemleri çözmüşlerdir. Trigonometri alanında, sinüs ve kosinüs fonksiyonlarını kullanmışlardır. Hintliler astronomi ve gök bilimiyle uğraşmışlardır.
Ay ve Güneş’in hareket ve tutulmaları; Yer, Mars, Merkür, Venüs, Sa-türn ve Jüpiter’in hareketleri Güneş ve Yer’in birbirlerine uzaklıkları hakkında ayrıntılı bilgi vermişlerdir. MS 5 ve 12. yüzyıl arasında yaptıklarıbilimsel çalışmalarla trigonometrik oranları kullanmışlardır. Bu oranlarla Güneş-Yer, Ay-Yer uzaklıklarını; Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumları ve dolanım dönemlerini hesaplamaya çalışmışlar ve bunlarla ilgili sayısal değerleri içeren eserler bırakmışlardır.
Hint tıbbı, başlangıçtan itibaren Hint felsefesi ve kozmolojisiyle iç içedir. Hintliler sağlıklı olabilmek için beden disiplininin yanı sıra, zihin disiplinini de şart koşmuşlar ve yoga okulunu açmışlardır.
Hint uygarlığında bilimsel uğraşlar, bilimin gelişimi üzerinde oldukça etkilidir. Bu etki ilk dönemlerde tacirlerin, seyyahların ve askerlerin yardımıyla olurken daha sonraki dönemlerde doğrudan bilginler ve çevirmenler yoluyla gerçekleşmiştir.
4Orta Asya’da Bilim
Orta Asya’da bilim tarihi MÖ 8000’li yıllara dayanır. Arkeologların sürdürdüğü bugünkü kazılarda Taş Devri’nden kalma çanak-çömlekler, çakmak taşından yapılmış topuzlar ile kargı şeklindeki silahlar bulunmuştur. Bu dönemde arpa ve buğday yetiştirildiğine ilişkin bilgilere rastlanmıştır.
Demir kullanılıncaya kadar geçen sürede hayvanlar evcilleştirilmiş, bakır ve kurşundan çeşitli eşyalar yapılmıştır. İlk defa bir alaşım olan bronzu Türkler kullanmıştır. Demir Devri’nden sonra iklim şartları bozulmuş ve uzun süren kuraklık sonucu Türkler güneye göç etmişlerdir. Türkler, Orta Asya’da atıevcilleştirerek MÖ 2800’lü yıllarda arabayı icat etmişlerdir. Bilinen ilk Türk yazılı anıtı Göktürk Devleti (552-745) döneminden kalma Orhun Yazıtları’dır. Göktürkler 12 hayvanlı Türk takvimini kullanmışlardır. Takvimlerinde her yıla bir hayvan adı ver-mişlerdir.
Abdülhamid İbn Türk, tarihte Türk adı taşıyan nadir bilimin sanlarındandır. Harizmi’nin çağdaşıdır. İkinci derece denklemlerinin çözümlerini Harizmi’den daha ayrıntılı olarak yapmıştır.
5Yunanlılarda Bilim
Yunanlılarda doğanın incelenmesiyle maddenin varlığı konusunda felsefi görüşler ön plana çıkar. Eski Yunan filozoflarının bir bölümü maddenin sınırsız olarak bölünebileceğini kabul ederken bazıları da maddenin tanecikli doğada, atomlardan yapılmış olduğunu ileri sürmüştür. Yunanlı filozof Thales’e göre her şey sudan gelmekte yine suya dönmekteydi. Empedokles Dört Öge (element) Kuramı’nı ortaya atan ilk düşünürdür. Aristo, Empedokles’in dört öge kuramını geliştirmiştir. Levkipros ve Demokritos tarafından kalıplanan atom kuramı, atomu maddenin en küçük ve bölünemeyen eşit nicelikli tanecikleri olarak tanımlamıştır. Platon, element sözcüğünü ilk olarak kullanan düşünürdür. Platon bütün maddelerin elementlerden oluştuğunu belirtmiştir. Ayrıca eski Yunanlılar vinç, kilit,dişli, pompa, kaldıraç, hidrolik, ölçüm araçları, suyla çalışan otomatik kapıyaparak bilimin gelişmesine öncülük etmişlerdir.
6İslam Uygarlığında Bilim
İslam dünyası ilk olarak Hint kültüründen etkilenmiştir. İskenderiye İslam dünyasının her zaman bilim başkenti olmuştur. İslam dünyasında bilimsel faaliyetlerin gelişmesinde halifelerin önemli rolü olmuştur. Bilgelik evi, gözlemevleri ve hastaneler İslam dünyasında bilimsel etkinliklerin gelişmesini sağlayan üç önemli kurumdur. İlk bilgelik evi Bağdat’ta Abbasi halifesi el-Memun tarafından kurulmuştur. Bilgelik evi, Halife Hazreti Ömer döneminde Müslümanlar tarafından ele geçirildikten sonraYunan tıbbındaki gelişmelerin Yunancadan Arapçaya aktarılmasını sağlamıştır.
Bilgelik evinin en önemli görevi; dönemin ünlü astronom, matematikçi ve hekimlerini bir araya getirmek ve bilimin çeşitli alanlarındaki bellibaşlı yapıtlarını diğer dillerden Arapçaya çevirmektir. Pek çok gözlemevi Orta Çağ İslam dünyasında hükümdarlar tarafından kurulmuştur. Gözlemevlerinin kuruluşundaki en önemli etken, duyarlı gözlemlerin yapılabilmesi için aletlerin hassasiyetinin geliştirilmesidir. Hassasiyeti arttırılmış aletler ile yapılan gözlemler sonucunda elde edilen gözlem verileri, “zic”olarak adlandırılan tablolarda toplanmıştır. İbadet vakitlerinin belirlenmesive takvimlerin hazırlanması gibi ihtiyaçları ilgilendiren veriler, bu tablolar aracılığıyla yapılmıştır. Orta Çağ’da kurulan ilk gözlemevi Bağdat’taki Şemmasiye Gözlemevi’dir.
Anadolu’da İslamiyet’in yayılmasından önceki dönemde, cüzzam başta olmak üzere bulaşıcı hastalıkların tedavisine tahsis edilen “nosocomo-nium” denilen kurumlar açılmıştır. Ancak bu kurumlar tedaviden çok bir tecrit evi gibi kullanılmıştır. İslam dünyasında ilk hastane Emeviler döneminde Şam’da kurulmuştur. Cebir ilmi İslam dünyası matematikçilerinin elinde bağımsız bir disiplin kimliği kazanmıştır. Harizmi, Ömer Hayyam, Ebu Kamil Kereci gibi matematikçilerin yazmış olduğu eserler Batı dün-yasını oldukça etkilemiştir.
7Mısır’da Bilim
İslam dünyasının en önemli bilim merkezlerinden biri Mısır’dır. Mısırlılar pi (π) sayısını buldular. Bir yılı 365 gün ve 12 aya bölüp Güneş yılı takvimini geliştirdiler. Tıp alanında ilerleyip mumyalama tekniğini buldular. En önemlisi dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır piramitlerini o günün şartlarında gelişmiş bir teknolojiyle inşa ettiler.
Mezopotamya, Çin, Hint, Orta Asya, Yunan ve İslam uygarlıklarının bugünkü bilimin ilerlemesi ve gelişmesine çok büyük katkıları olmuştur.