Özgürlüğün Önüne Koyulan Engel: Berlin Duvarı (Tarihçesi ve Yıkılışı)

1
843
görüntülenme
Özgürlüğün Önüne Koyulan Engel: Berlin Duvarı (Tarihçesi ve Yıkılışı)
Özgürlüğün Önüne Koyulan Engel: Berlin Duvarı (Tarihçesi ve Yıkılışı)

13 Ağustos 1961‘in erken saatlerinde, Doğu Almanya inşaat işçileri asker ve polisin gözetimi altında Berlin şehri ve çevresinde sokakları kazmaya ve bariyer dikmeye başladı. Bu gece en utanç verici bölücü hatlardan birinin başlangıcına işaret ediyordu: Berlin Duvarı.

10 yıl boyunca devam eden duvar inşaası, mahallelerin içinden geçti, aileleri ayırdı ve sadece Almanya’yı değil, dünyayı böldü. Bu noktaya nasıl gelindiğini anlamak için, 2. Dünya Savaşı’na dönmemiz gerekir. Amerika, İngiltere ve Fransa mihver devletlere karşı Sovyetler Birliği ile güçlerini birleştirdi. Nazi Almanyasını yendikten sonra muzaffer ulusların her biri ülkenin bir kısmını işgal etti. Bölünme geçici olacaktı ama eski müttefikler kendilerini savaş sonrası Avrupa vizyonlarıyla ilgili anlaşmazlık içinde buldular. Batılı güçler liberal piyasa ekonomisini desteklerken Sovyetler Birliği, zayıf bir Almanya dahil çevresinin itaatkar Komünist uluslarla çevrili olmasını bekliyordu. İlişkiler gerilirken Batı’da Federal Almanya Cumhuriyeti oluştu ve bu arada Sovyetler Doğu’da Alman Demokratik Cumhuriyeti‘ni kurdu. Sovyet uydu devletleri, Batı ticaret ve hareketini sınırladı, yani adete geçilmez bir sınır oluştu. Bu da Demir Perde olarak biliniyor.

Berlin Duvarı’nın Doğuşu

Eski Almanya başkenti Berlin’de işler özellikle karmaşıktı. Şehir Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nin Doğu Alman topraklarında bulunsa da, savaş sonrası yapılan anlaşma müttefiklere ortak yönetim sağladı. Amerika, İngiltere ve Fransa Berlin’in Batı bölgesinde, demokratik bir bölge oluşturdu. Doğu Almanyalıların ülkeyi terk etmesi resmi olarak yasal iken, Berlin’de, Batı yakasına geçmek için yürümek veya metro, tramvaya veya otobüse binmek yeterli, sonrasında ister Batı Almanya’ya ister başka yere gitmek mümkündü. Bu açık sınır Doğu Almanya yönetimi için bir sorun oluşturdu. Hitler’e karşı komünist direnişi temsil etmek için bir hak iddaa ettiler ve Batı Almanya’yı Nazi rejiminin bir devamı olarak gösterdiler. ABD ve müttefikleri Batı Almanya’nın yeniden yapılandırılmasına para akıtırken Sovyetler Birliği savaş tazminatı olarak Doğu’dan kaynakları çıkararak planlı ekonomisini daha az rekabetçi yapıyordu. Doğu Almanya’da yaşam en ufak ihanet ihtimaline karşı telefon dinlemeleri ve muhbirleriyle vatandaşları takip eden gizli polis teşkilatı, Stasi‘nin kontrolü altındaydı. Doğu’da ücretsiz sağlık hizmeti ve eğitim varken, Batı daha yüksek gelir, daha çok tüketim eşyası ve daha fazla kişisel özgürlük sağlıyordu. 1961 yılında, yaklaşık 3,5 milyon insan, Doğu Almanya’nın neredeyse %20’si, çoğu genç profesyonel olmak üzere bölgeyi terk etti. Daha fazla kaybı önlemek için Doğu Almanya sınırını kapatmaya karar verdi ve işte burada Berlin Duvarı ortaya çıktı.

  Dünyada En Fazla Müslüman Nüfusa Sahip Ülkeler
Berlin Duvarı, 1961
Berlin Duvarı, 1961

Berlin boyunca 43 kilometre ve Doğu Almanya etrafında 112 km uzanan ilk engel dikenli tel ve çit telinden oluşuyordu. Bazı Berlinliler çitlerin üzerinden atlayarak veya pencereden atlayarak kaçtı, fakat duvar uzadıkça bu daha zor hale geldi. 1965 yılında 106 km uzunluğunda ve 3.6 metre yüksekliğinde, üstünde tırmanmayı engelleyen düz borular olan beton barikatlar eklendi. İleriki yıllarda, bariyerler, 302 gözetleme kulesi ve 20 sığınak, dikenli teller, bekçi köpekleri ve hatta mayın hatlarıyla güçlendirildi. Arkada paralel bir çit ölüm şeridi adıyla 100 metrelik bir alanı kapladı. Sınırı geçmeye girişenleri vurmakla görevlendirilmiş yüzlerce bekçiye açık bir görüş sağlaması için bu bölgedeki tüm binalar yıkılmış ve zemin toprakla doldurulmuş.

Tüm bunlara rağmen yine de, 1961 ve 1989 yılları arasında neredeyse 5 bin kişi Doğu Almanya’dan kaçmayı başarmıştı. Bunlardan bazısı yurt dışındayken kaçan diplomat veya atletlerdi, fakat diğerleri tünel kazan, kanalı yüzen, sıcak hava balonu uçuran ve hatta çaldığı tankla duvara çarpan sıradan vatandaşlardı. Yine de risk çok yüksekti. 138’den fazla insan kaçmaya çalışırken öldü. Kimisi yardım etmekten aciz olan, Batı Almanların gözleri önünde vuruldu. Duvar iş gücünün kaçmasını engelleyerek Doğu Almanya’nın ekonomisini dengeledi, fakat itibarını zedeleyerek Komünist baskının bir küresel sembolü oldu. Doğu ile uzlaşmanın bir parçası olarak 1972 Anlaşması Doğu Almanya’yı pratik olarak tanırken, Batı Almanya nihai birleşme umutlarını koruyordu. Doğu rejimi kademeli olarak aile ziyaretlerine izin verse de meşakkatli bürokratik işlemler ve yüksek ücretlerle insanları bu hakları kullanma konusunda yıldırmaya çalıştı. Ama yapılan müracatlardan bunalmışlardı. 1980’lerin sonuna doğru diğer Doğu Bloğu rejimlerinin liberalleşmesi, serbest seyahat ve demokrasi için toplu gösterilere neden oldu.

Berlin Duvarı’nın Yıkılışı

9 Kasım 1989 akşamında, Doğu Almanya seyahat izni almayı kolaylaştırarak  gerilimi yatıştırmaya çalıştı. Fakat duyuru binlerce Doğu Belinliyi duvardaki sınır geçiş noktalarına topladı ve şaşırmış olan bekçileri hemen kapıyı açmaya zorladı. İki tarafın insanları duvarın üstünde dans ederken, sevinçli kalabalık Batı Berlin’e akın etti. Ve diğerleri ellerine ne geçerse duvarı onunla yıkmaya başladı. Sınır bekçileri ilk başlarda düzeni sağlamaya çalıştı, ama kısa süre sonra bölünmüşlük yıllarının sonu geldiği anlaşıldı. 40 yıl sonra Almanya resmi olarak 1990’da yeniden birleşti. Ve Sovyetler Birliği hemen sonrasında yıkıldı.

  Dünyanın En Fazla Dil Konuşulan Ülkeleri

Bugün, duvarın parçaları hala hatırlatıcı olarak duruyor ve özgürlüğün önüne koyduğumuz bariyerleri yıkabileceğimizi gösteriyor.

1 Yorum

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here