Daha önce hiç birine bakıp ne düşündüğünü tahmin edebildiniz mi? Bu kişi yakın bir arkadaşınız da olabilir, aile üyeniz de. Yalnızca bir bakışla konuşmanın devamında söyleyeceklerini veya düşüncesini tahmin etmiş olabilirsiniz. Birçok insan bu deneyimi yaşamıştır. Bu durum çoğunlukla o kişi ile geçirilen zamanla alakalıdır. Birbirleriyle saatlerce konuşan, oyun oynayan, yani kısacası zaman geçiren insanların, birbirlerini iyi tanımaları nedeniyle, birbirlerinin sonraki cümlelerini tahmin etmeleri ve bu tahminlerin doğru çıkması yüksek ihtimaldir. Bu durumu sık sık yaşayan insanların da bunu telepati olarak açıklamaya çalışması oldukça olası bir durumdur. Peki gerçekten böyle bir yeteneğe sahip olabilir miyiz?
Telepati, yalnızca zihni kullanarak iletişim kurma yeteneğidir. Sizce bu mümkün müdür? Tahmin edebileceğiniz gibi, insanlar bu konuda da hemfikir değiller. Birçoğu telepatinin yalnızca bilim kurgu dünyasına ait olduğuna, diğerleri ise bunun bir özel yetenek olduğuna inanıyor. Elbette ki bu anlaşmazlığı sona erdirmek için geçmişten günümüze birçok girişimde bulunuldu. Bu girişimlerin çoğu “Ganzfeld Deneyini” içermektedir. Bu deneyde, deneklerin beş duyu organından gelen uyarılar minimum düzeye indirildiğinde, duyularının dışı algılamaya açık hale geleceği düşünülmektedir. Uygulama, bir kişinin birkaç dakika boyunca görsel uyarandan uzaklaştırılması ile başlar. O esnada başka bir kişi ise ona zihin yoluyla bilgi göndermeye çalışır. Ganzfeld deneyini deneyen insanlar halüsinasyonlar görebilirler. Ancak, bu deneye rağmen telepatinin gerçek olduğu şüphesinin ötesinde hiçbir şey kanıtlanamamıştır.
Son yıllarda bilim adamları telepatiyi mümkün kılmanın başka yollarını araştırmaya başladılar. Bunun için ise teknolojiyi kullandılar. 2014 yılında, bir araştırma ekibi başarılı bir deney gerçekleştirdi. Bu deney için öncelikle bir mesaja karar verildi. Bu mesaj “Hola” ve “Ciao” kelimelerini içermekteydi. Bu terimler ikili kod halinde sunuldu (ikili kod, her kelimeyi hecelemek için bir dizi bir ve sıfır kullanmak anlamına gelmektedir). Hindistan’da bulunan gönderici, ikili kod şekline dönüştürülmüş olan kelimeleri kafa derisine bağlı EEG sensörlerine iletti. Sensörler daha sonra mesajı internet üzerinden Fransa’daki üç özel kulaklığa gönderdi. TMS kulaklıkları olarak adlandırılan bu kulaklıklar, beyindeki nöronları uyarmaktaydı. Her kulaklık farklı bir kişi (alıcı) tarafından takıldı. Kulaklıklar, her alıcının bir ve sıfır anlamına gelen ışık parlamaları görmelerine neden oldu. Son olarak, alıcılar mesajı tercüme etti. Tüm süreç yaklaşık 70 dakika sürdü.
Öyleyse, telepati gerçek midir? Bu bilgilere dayanarak telepatinin bir bakıma gerçek olduğunu söylemek mümkündür. Ancak özel bir yetenek değildir. Teknoloji sayesinde gerçekleştirilebilir. Doğal telepatinin varlığı konusu ise hala gizemini korumaktadır.
Teşekkür ederim.