1Maya Uygarlığı
Maya Uygarlığı büyük ölçüde Orta Amerika ve Meksika’nın yerli halkından oluşmaktaydı. Avcı-toplayıcı yaşam tarzları M.Ö. 7000 yılına kadar izlenebilmektedir ancak ilk kalıcı köyler M.Ö. 2600 civarında inşa edilmiştir. Tarımın ilk gelişmeleri bu dönemde gerçekleşmiş ve nüfusları 19 milyonu aşmıştır. Mısır’dan daha görkemli yapılar, tapınaklar ve piramitler inşa etmişlerdir. Dinleri tam olarak anlaşılamamıştır, ancak Maya halkı Xibalba olarak bilinen bir cennete ve bir yeraltı dünyasına inanmaktaydı. Sıklıkla tanrılarına insanları kurban etmişler, ancak ruhların bir sonraki dünyaya geçtiğine inandıklarından dolayı yapılan ritüelde art niyet yoktu. Aynı zamanda ay ve güneş hareketlerini kaydedebilme konusunda uzmanlardı. Günümüzde, 21 Aralık 2012’yi dünyanın sonu olarak işaretledikleri takvimleri ile tanınırlar.
2Eski Mısır Uygarlığı
Eski Mısır Uygarlığı, Kral Menes (ilk firavun) M.Ö. 3150’de Yukarı ve Aşağı Mısır’ı birleştirdiğinde kurulmuştur. Çoğunlukla halkı Nil nehrinin kıyısında toplanmışlardır. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Büyük Giza Piramidi de dahil olmak üzere şimdiye kadar yapılmış en büyük yapıların bazılarından sorumludurlar.
Eski Mısırlılar “ilkler” medeniyeti olarak da tanımlanabilir. Matematikte büyük ilerlemeler katetmiş ve tıp biliminin öncüleri olmuşlardır. Su yollarını ticaret yolu olarak kullanan ve bronzdan alet yapan ilk insanlardır. Ayrıca papirüs kağıdının icadı ile birlikte kullanılan fonetik alfabeyi de geliştirmişlerdir. Eski Mısırlılar aynı zamanda diş macunu ve peruğu kullanan ilk insanlardır.
3İndus Vadisi Uygarlığı
Günümüzde Afganistan ve Pakistan’dan kuzeybatı Hindistan’a kadar uzanan İndus Vadisi Uygarlığı, 1.25 milyon kilometrelik bir alanı kaplayarak onu antik dünyanın en yaygın uygarlığı haline getirmiştir. En eski insanlar İndus Nehri havzasında toplanmış ve tarım yerleşimleri kurmuşlardır. M.Ö. 3300, tarihçilerin genellikle kentleşmenin ilk belirtilerini izledikleri zamandır. M.Ö. 2500’e gelindiğinde İndus Vadisi Uygarlığı gelişmiş ve halkı geniş kent merkezinde yaşamaya başlamıştır. Evlerde, karmaşık bir yeraltı kanalizasyon sistemine sahip bireysel banyoların olduğuna dair kanıtlar vardır.
Yerel halkın kendine özgü yazı sistemi bulunmaktaydı ve onlarda matematik konusunda oldukça yetenekliydiler. Ancak şaşırtıcı olan, arkeologların herhangi bir savaş veya şiddet içerikli bir alete rastlamamış olmasıdır. 700 yılı aşkın bir süredir zırhsız ve silahsız yaşadıkları tahmin edilmektedir. Komşu medeniyetlerle dostça ticaret yapan bu insanlar barışçıl bir yol izlemişlerdir. Bazı tarihçiler sonlarının gelmesinin nedenini savaşa ilgisizlik olarak görse de, diğer kesim sonlarının büyük bir sel nedeniyle olduğunu öne sürmektedir.
4Mezopotamya
Günümüzde, Irak, Kuveyt, Türkiye ve Suriye’yi kapsayan bu Medeniyet, uzun bir süre akademisyenler tarafından ilk medeniyet olarak görülmekteydi. Binlerce yıl boyunca küçük yerleşmelerde yaşayan bu toplum, tarımın verimli topraklar üzerine kurulmasından sonra hayvanların evcilleştirilmesi ile iyice gelişmiştir.
Tarıma ek olarak Mezopotamya, kazançlı ticareti ve duvarcılık, metal işleri ve deri işleri de dahil olmak üzere çeşitli endüstrilerin kurulmasıyla da bilinmektedir. Tarihçiler bile tekerleğin icadından sorumlu olduklarını düşünmektedir. Bölge M.Ö. 539 civarında Persler tarafından ele geçirilmiştir. Ancak yaklaşık 200 yıl sonra Büyük İskender Mezopotamya’yı Perslerin elinden almıştır.
5Jiahu
Jiahu yerleşimi, bugün Henan Eyaleti olarak bilinen eski Çin’in merkezi ovasında yer almaktadır. Bu yerleşimin insanları, ülkenin en eski medeniyetine aittir. Bölge eserler açısından oldukça zengindir. Çanak çömlek ve aletler gibi olağan antik buluntulara ek olarak, insanlar Çin yazısının ilk örneklerinin kayıtlarını ve dünyanın en eski şarabının üreticisi olduklarını anlamışlardır. En dikkat çekici keşiflerden biri, en eski müzik aleti olarak kabul edilen kemik flütüdür. Tipik olarak bir vincin kanat kemiğinden oyulmuş olan bu oluklar büyük olasılıkla özel törenlerde kullanılmıştır.
Medeniyetin sonu, M.Ö. 5700 civarına denk gelmiştir. Yakındaki nehirler taşmış ve bölgeyi sular altında bırakmıştır. Nerede olabileceğine dair bir gösterge olmamasına rağmen, Jiahu halkının başka bir yere yerleşmek için evlerini terk ettikleri varsayılmaktadır.
6Avustralya’nın Yerli Halkı
Avustralya’nın yerli halkı, Avrupalı sömürgecilerin gelmesinden önce Avustralya ana karasının ve adlarının sakinleridir. Genellikle deniz seviyesinin düşük ve kara köprülerinin daha geniş olduğu bir dönemde Güneydoğu Asya’dan geldikleri düşünülmektedir. Araştırmalar, bu topluluğun dünyadaki en eski medeniyet olduğunu göstermektedir. En eski insan kalıntıları yaklaşık M.Ö. 50.000 yıl öncesine dayanır; ancak, sonuçsuz veriler 80.000 yıl kadar öncesine ait olabileceklerini göstermektedir.
Avustralya’nın yerli halkları avcı-toplayıcılardı ve göçebe olmalarına rağmen, evleri olarak düşündükleri belirli alanlarla güçlü bağları vardı. Avrupalılar geldiğinde, tüm kıtayı işgal ettiler ve 200’den fazla farklı dil konuştular. O zamandan beri, büyük zulme katlandılar ve kültürlerinin ve geleneklerinin çoğunun silinmesini deneyimlediler.