Kuraklık, bir havzaya düşen yağış miktarının o havzada gerçekleşen buharlaşma miktarından az olmasıdır. Kuraklığın en önemli etkisi, hayati öneme sahip olan su kıtlığına neden olmasıdır.
Kuraklık bazı yerlerde sürekli yaşanmaktadır. Bu tür bölgelerde yıllık yağış miktarı 200 mm’nin altındadır. Kuzey Afrika’da yer alan Sahra, Güney Afrika’da yer alan Kalahari, Asya kıtasında yer alan Arabistan, Tar, İran ve Orta Asya çölleri, Avustralya’nın orta ve batısı, Güney Amerika’da yer alan Atakama Çölü ile Kuzey Amerika’nın batısında yer alan çöller yeryüzünün sürekli çölleridir. Bir de yarı kurak bölgelerde bazı zamanlarda görülen kuraklık vardır.
Topraktaki su azlığı, bitkilerin yaşamının sona ermesi, dolayısıyla besin zincirine bağlı olan otçul ve etçillerin besin bulamaması anlamına gelir. Ayrıca bitkiler dışındaki canlılar için gerekli olan su kaynaklarının azalması da yaşam açısından tehditler oluşturur.
Yarı kurak bölgeler yağışlı dönemde yeşeren, kurak dönemde kuruyan ot topluluklarının yetiştiği yerlerdir. Bu durum, buna uyumlu hayvan topluluklarının oluşmasını sağlamıştır. Ayrıca bu tür alanlar hayvancılık bakımından da ekonomik bir değere sahiptir. Yarı kurak alanlar, yağışlı dönemde çimlenip kurak dönemde yetişen ya da yağışlı dönemde yetişen birçok tarım ürününün yetişmesine elverişli bölgelerdir. Bu alanlarda sulamayla da birçok ürün yetiştirilmektedir. Bu özelliğinden dolayı yarı kurak iklim bölgeleri aynı zamanda yeryüzünün sık nüfuslu yerleridir.
Yarı kurak bölgelerde belirli dönemlerde ortaya çıkan kuraklık, önemli bir afet hâline dönüşebilmektedir.
Kuraklık sonucu bitkiler için gerekli olan suyun yetersiz kalması kıtlığa; yer altı ve yer üstü su seviyelerinin çekilmesi, bazı suların tamamen kuruması, sularda yaşayan ve diğer canlılar için ölüme veya salgın hastalıklara neden olabilmektedir. Örneğin kuraklıktan dolayı 1900 yılında Hindistan’da 3 milyon, 1907 yılında Çin’de 24 milyon, 1921-1922 yılları arasında Rusya’da 5 milyon, 1972-1975 yılları arasında Afrika’nın Sahel bölgesinde 600.000 insan yaşamını yitirmiştir.
Kuraklığın başlıca etkileri tarım alanlarında ve hayvancılıkta verimliliğin azalması, gıda maddeleri sıkıntısı yaşanmasıdır. Orman ağaçlarının zarar görmesi ve orman yangınları ile ormancılığa dayalı sanayinin zarar görmesi de kuraklığın sonuçlarındandır. Balıkçılığın gerilemesi, yiyecek stoklarının ve sudan enerji üretiminin azalması da kuraklığın diğer etkilerindendir.
Kuraklık yavaş gelişen, tahmin edilmesi zor ve etkisi uzun süren afetlerdendir. Bu nedenle kuraklıkla ilgili alınabilecek önlemler çok önemlidir. Bunun için meteoroloji istasyonlarında gerçekleştirilen kuraklık gözetlemesi, uyarısı ve alarmı büyük bir önem taşır. Tarım alanlarını sulamak için damla sulama yöntemlerini uygulamak, sulama kanallarının kapalı olmasına özen göstermek, içme ve kullanma suyunu tasarruflu kullanmak, kuraklıktan az etkilenebilecek ve zengin su kaynaklarına sahip yerlerden kuraklıktan çok etkilenecek alanlara su taşıma kanallarının yapılması kuraklığa karşı alınabilecek önlemlerdendir.