Depremler, yani kabuk tabakasındaki sarsıntılar, çoğunlukla ağır bir sarkacın sallanması ile oluşan hareketli silindir üzerinde dönen kâğıt üzerine kaydedilir. Depremi kaydeden ve büyüklüğünü ölçen bu alete sismograf denir. Günümüzde bu alet, son derece geliştirilmiş olup elektromanyetik esaslara göre kayıt yapar. Deprem esnasında kayıtların çizilmesi ile oluşan şekil veya grafiklere ise sismogram denir. Bunlar üzerinde depremden oluşan P, L, S ve diğer dalgaların kayıt merkezine yani rasathanelere geliş zamanları, titreşim süreleri ve genliği kaydedilir. Böylece depremin büyüklüğü ve etki sahası hakkında bilgi edinilir.
Ülkemizde depremlerle ilgili kayıtlar, İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Estitüsünde yapılır. Depremlerin meydana geldiği sahayı tespit etmek rasathanenin verileri aracılığı ile olur. Bunun için depremlerin dış merkezleri üç ayrı noktadan tespit edilir. Daha sonra bu rasathanelerden üç farklı daire çizilir. Bu dairelerin kesiştiği nokta, depremin meydana geldiği sahanın dış merkezini verir.