Onca ter döküyoruz, yoruluyoruz, salona gidip ağırlık çalışıyoruz, spor yapıyoruz. Bunlar da cezasız kalmıyor ve her yanımız tutuluyor. Peki nedir bu kas tutulması dediğimiz şey aslında? Buna yıllardır açıklama olarak getirilen; kaslardaki parçalanmadan gelen süt asidinin aşırı miktarda birikerek bu ağrıya sebep olduğudur.
Oysa bu yanlış diyor artık bazı bilimciler. Ve birkaç yıldır bu konuyu farklı bir biçimde açıklıyorlar. Biz kasımızı kastığımızda bu kasımız kısalır. Ancak bu aslında mikroskobik düzeyde milyonlarca kasılmanın bir toplamıdır. Kasılan bu en küçük birimler sarkomerlerdir. Kas lifleri onlardan oluşur. Bu sarkomerler kasıldıklarında 1 mm’nin 1000’de 1’indenden daha az kısalırlar. Ama çok sayıda olduklarından kolumuzu oynatabilir veya ağırlık kaldırabiliriz.
Şimdi yandaki mikroskop görüntüsüne yakından bakalım. Bir kas lifinin aşırı derecede büyütülmüş bir resmi. Resmin sol kısmında farklı sarkomerleri ayırt edebiliyoruz ve hiçbir sorun yok. Sağ kısmında ise aşırı gerilme yüzünden oluşmuş küçük yırtıklar görüyoruz. İşte canımızı acıtan da bu. Yani kas tutulması kaslarımızın mikroskobik boyutlarda yaralanması demektir.
Kas tutulması nasıl geçer?
Spor yapmadan önce iyice gerilip ısınmak mı gerek diye düşünebilirsiniz? Araştırmalara göre bunun pek bir faydası yok. Peki ya acının üstüne gidip antrenmanamı devam etmeliyiz? Tamamen yanlış, bu yüzden pek çabuk iyileşmeyecek yaralanmalar ortaya çıkabilir. Masajda fayda etmiyor. Öyleyse kas tutulması geçene dek sabretmekten başka seçeneğimiz yok. Ama tutulma geçince daha çok kas lifiniz olacak. Bir başka deyişle “No pain no gain” yani canınız yanacak ki gelişesiniz 🙂
Elinize sağlık teşekkürler.