En yıldızlı gecelerde bile gözlerimiz evrenin yalnızca ufacık bir bölümünü görebiliyor. Eğer Büyük Ayı’nın kıvrımı veya Güney Haçı’nın dört noktası bile böylesi görkemli gözüküyorsa, bir de görüş alanımızın ötesindeki harikaları hayal edin.
Gökbilimci Natasha Hurley–Walker’ı Batı Avustralya’nın kırsalına iten şey işte bu merak olmuş. Binlerce antenden olu- şan Murchison Geniş Alan Dizgisi adlı teleskop, yıldızlararası tozu aşarak “radyo frekansındaki ışınımı” saptayabiliyor. Dizgi, Hubble benzeri optik teleskoplarla bile göremediğimiz bir spektrumda renkleri ve cisimleri gözler önüne seriyor. Üretmesi de, bakımı da normal bir uydu antene kıyasla daha ucuz olan ve çölde yaklaşık 10 kilometrekarelik bir araziye yayılmış bu antenler, Hurley–Walker’a göre “mekanik bir örümcek ordusunu” andırıyorlar.
Geçtiğimiz dört yılda, Hurley–Walker ve Perth’teki Uluslararası Radyo Astronomi Araştırma Merkezi de dahil olmak üzere, Avustralya ve Yeni Zelanda’daki çeşitli kurumlardan gelen araştırmacılardan oluşan bir ekip, teleskobun kaydettiği 40 binden fazla görseli bir araya getirmiş.
Sonuç ise milyonlarca ışık yılı uzaktaki yüz binlerce galaksiyi de içeren nefes kesici ve eksiksiz bir güney gökyüzü manzarası. Teleskop aynı zamanda Samanyolu’nun, patlayan yıldızlardan arda kalanlarla ve yoğun manyetik alanlarla renklenmiş parlak, belirgin radyo ışığını da gösteriyor. Hurley–Walker bu kapsamlı araştırma için “İnsanlara gökyüzüne radyo gözlerle bakma olanağı sağlayacak,” diyor.
Araştırma yakında biteceğe benzemiyor. Hurley–Walker, Murchison Geniş Alan Dizgisi’nden büyük ve hassas bir radyo teleskobu üretmek için uluslararası bir ekiple birlikte çalışıyor. Yeni teknoloji daha zayıf sinyalleri yakalayabilecek, milyonlarca yeni galaksiyi ortaya çıkarabilecek ve belki Hurley–Walker’ın hayal ettiği gibi “ilk yıldızların doğumuna” ışık tutacak.
Aktarmış oldugunuz bilgilerden dolayı teşekkür ederim.