Ay’da Nükleer Bomba Patlatsak Ne Olurdu?

0
530
görüntülenme
Ay'da Nükleer Bomba Patlatsak Ne Olurdu?
Ay'da Nükleer Bomba Patlatsak Ne Olurdu?

Ay’da çok ama çok güçlü bir nükleer bomba patlatsak ne olurdu? Patlama, Ay’ın yörüngesini Dünya’ya doğru çevirip gelgit dalgaları ve ızdıraba mı sebep olurdu? Ay yok olur ve Dünya’yı ölümcül bir meteor yağmuruna mı tutardı?

Soğuk savaş esnasında Ay, uzay keşifleri askeri üsler kurmak için çok büyük bir hedef konumundaydı. Bu nedenle ABD Hava Kuvvetleri, Ay’ın yüzeyinde gerçekleşecek bir nükleer patlamanın etkileriyle ilgili ciddi bir araştırma gerçekleştirdi. Ama sadece söylenen şeylerden bahsetmek çok sıkıcı, o yüzden hadi gelin hayalî bir 100 megatonluk termonükleer savaş başlığı ile çok önemli bir deney gerçekleştirelim.

Bu bomba, şu ana kadar patlatılmış en kuvvetli bombadan iki kat daha kuvvetli olsun. Ayrıca Ay’ın etrafına gözlemci olsunlar diye birkaç adet meraklı astronot da yerleştireceğiz. Hadi butona basıp zamanı yavaşlatalım. İlk birkaç milisaniyede, bombamızın dışında pek bir şey olmaz. Bu esnada içeride, tahrip gücü yüksek patlayıcılar, radyoaktif metal çekirdeğe şok dalgaları yollar. Bu, çekirdeği aşırı sıkıştırarak onu kritik noktaya çıkarır ve zincirleme nükleer tepkime başlatır. İlk aşamada oluşturulan 100 milyon derecelik plazma ikinci aşamayı başlatır. Atom çekirdeklerinin, tıpkı bir yıldızın çekirdeğindeki gibi nükleer füzyon yapmasını yani.
Çok kısa bir süreliğine, silahımız evrendeki en sıcak yerlerden birine ev sahipliği yapar. Ve ancak şimdi, aşağı yukarı 10 milisaniye sonra, evrenin geri kalanı da neyin olup bittiğinden haberdar olur. Zira, bomba aniden çözülür ve yanmakta olan bir nükleer ölüm yıldızı doğmuş olur. Şu ana kadar her şey yolunda. Ama şimdi olacak şeyler, büyük bir farklılıktan dolayı Dünya’da alışık olduğumuz şeylerden farklıdır: Ay’ın atmosferi yoktur. Ateş topu parladıkça; X ışınları, termal fotonlar ve her yöne doğru hızlıca ilerleyen sessiz bir ısı dalgası salar. Dünya’da olsa, bu ısı en az 50 km yarı çapındaki her şeyi yakıp kül ederdi. Ancak Ay’ın bir atmosferi ve oksijence zengin havası olmadığından Ay’da yanma diye bir şey söz konusu değildir. Hem orada yanacak bir şey de yoktur zaten.

Ay’ın çıtırdak toprağı, silikat kayalardan ve uzun yıllar boyu süren meteor çarpmaları sonucu aşınıp toz olmuş ve suyla karışmış metallerden oluşur. Patlama nedeniyle ısıtıldığında, alev topundan çıkan X ışınları, Ay yüzeyinden ince bir kaya katmanını buharlaştırır. Bu esnada, alev topunun içinde kalan şanssız kumlar eriyip cam olurlar. 50 km mesafeden gösteriyi izleyen herhangi bir astronot kızarmayı bekler. Ve şimdi de Dünya’daki ve uzaydaki patlamalarla ilgili en büyük farklılığı görmek üzereyiz. Dünya’da, atmosfer plazma baloncuğuna karşı mücadele eder. Baloncuğun genişlemesi, atmosferdeki basınçtan dolayı saniyeler içerisinde şiddetli bir şekilde durdurulur. Lâkin bu iyi haber demek değildir. Alev topu, atmosferi önüne alarak ilerledikçe Dünya’daki bir nükleer patlamanın en yıkıcı kısmını oluşturur: Şok dalgasını. Patlamanın çevresindeki sıkıştırılmış hava, ses hızından daha hızlı bir şekilde ilerleyip binaları yerle bir eder ve aşırı sesli olduğundan, organları paramparça eder. Ancak, Ay’da şok dalgası olmaz.

  Bîrûnî: Astronomi ve Matematik Bilimine Katkıları

Atmosferin olmaması demek, uzayda genişleyen patlamayı engelleyecek bir şey de yok demektir. Ay’da, alev topu ürpertici bir sessizlikle büyümeye devam eder. Zira onu durduracak veya ses çıkarmasına vesile olacak bir atmosfer yoktur. Bu, güvenli bir mesafeden izlemesi harika bir şey olurdu. Maalesef ki, Ay’daki bir patlamayı izleyecek güvenli mesafe yok gibi bir şeydir. DNA’yı parçalayabilme kapasitesine sahip ölümcül iyonlaşmış radyasyonu zayıflatacak bir atmosfer olmadığından iyi bir izleme bölgesinde bulunan herkes ölümcül dozda radyasyona maruz kalır. Ancak, tabii ki de hepsi bu değildir. Tüm bu şeyin olduğu esnada, patlama yüzeyi yumruklayarak patlama enerjisinin yaklaşık onda birini sismik dalgalara dönüştürerek şiddetli bir ay depremi oluşturur.

Ay, Dünya’dan çok daha küçüktür. Bu nedenle, astronotlarımız nerede dururlarsa dursunlar kaçınılmaz derecede şiddetli bir sarsıntıyla sallanırlar. Richter ölçeğinde 7 derecelik olan bu deprem, Ay’ın herhangi bir yerinde inşa etmiş olabileceğimiz yapılara zarar verebilir hatta onları tamamen dümdüz edebilir. Ay’ın öteki tarafında bulunan kişiler, bunun bir patlama olduğundan haberdar bile olmazlar. Sallanma, Büyük Piramit boyutlarında bir asteroit Ay’a düşmüş gibi hissedilirdi.

Daha bitmedi. Bombamızın patladığı yerde yüzey, sanki bir gölete taş atılmış gibi uzaya doğru sıçrar. Patlama, yere doğru itildikçe neredeyse 100 milyon m³ kum ve kayayı yerden kazar, 1 km çapında bir krater oluşturur ve, ana kayayı ufalayıp ufak taşlar hâline getirir. Döküntüler, uzaya doğru her yana saçılır. Yine söyleyelim, atmosferin olmayışından dolayı, bu olanların hiçbiri sonlanmaz veya yavaşlamaz. Etrafa saçılan çoğu döküntü bir daha Ay’a geri dönmez. Zira, kaçış hızından daha hızlı bir şekilde fırlamışlardır. Güneş Sistemi’ni incelemek için bir parça mikrometeorit uzaya yollanmıştır. Bunların çoğu Dünya’ya yağacaktır, lâkin, bunların sadece birkaçı çakıl taşlarından büyük olacaktır. Ancak yollarındaki herhangi bir uydu, astronot veya uzay istasyonu hiç de iyi vakit geçirmeyecek. Mikrometeoritler, bir çok açıyla ve hızla göğe fırlar ve Ay’ın dört bir yanına düşerler. Aynen kurşun gibi, meraklı astronotlarımızı nerede dururlarsa dursunlar vururlar.

  Dünyanın En Büyük Yeraltı Gölleri

En sonunda, patlamamız sona erdi. Dünya’da, ateş topu sanki bir sıcak hava balonu gibi havaya yükselerek daha soğuk havanın etrafını sarar ve bir tür sap oluşturarak üst tarafı yuvarlar ve mantar bulutu oluşturur. Ancak Ay’da, artık öğrendiniz, atmosfer olmadığından, mantar bulutu da olmaz. Plazma, ne kadar büyürse o kadar soğur ve ilginç ya da korkunç şeyler yapması için gereken enerjisi azalır. Butona basılmasından saniyeler sonra, baloncuk kırmızılaşır ve gözden kaybolur. Patlama Dünya’dan görülür. Sanki hemencik sönüveren titrek bir yıldız ışığı gibi. Bir kıvılcım, sonrasında ise hiçbir şey, döküntü bulutu, Ay’ın yüzeyinin yukarılarına çıktıkça Güneş tarafından birkaç dakikalığına aydınlatılır ve hâlâ etrafta olup da bu olaya şahit olanlar için ürpertici bir güzellik oluşturur.

Ay’ın yörüngesine ne olur peki? Neredeyse hiç değişmez. Ay’ı, bir nükleer bombayla yerinden oynatmak, bir kamyonu üfleyerek yerinden oynatmaya çalışmak gibidir. Nükleer patlamalar belki büyük olabilir ancak uzay çok daha büyüktür. Muazzam patlamamız, yalnızca başka bir krater daha oluşturur. Milyonlarcası arasında bir tane daha Yine de, hâlâ Ay’da bulunanlar, bu durumdan hiç hoşnut olmamaya devam edeceklerdir. Ay’a geri yağacak maddeler radyoaktiftir ve onları temizleyecek veya gömecek herhangi bir doğal işlem olmayacağından Ay yüzeyi kirli kalmaya devam edecektir. Gerçi şükür ki, en kötü radyasyon kozmik ışınlar vasıtasıyla bir sene gibi bir sürede zayıflayacak yahut doğal seviyelere gelecek.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Ay, her ne kadar üzerinde bir nükleer bomba patlatılmasını umursamayıp ondan haberdar dahi olmasa bile, Ay’ı bir nükleer test sahası olarak kullanmak, orada biraz olsun eğlenceli vakit geçirmek veya işe yarar bir şeyler inşa etmek isteyen kişiler için işleri berbat eder. O yüzden, belki de bunu yapmasak iyi olur.

Paylaş

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here