1950 yılına kadar tropikal yağmur ormanları yeryüzünün %15 kadarını kaplıyordu. Bu oran 1975’e doğru %12’ye kadar düştü. 2000’li yıllarda ise bu oran %7’lere kadar düşmüştür. Tropikal yağmur ormanları çok uzak olmayan bir geçmişe kadar Orta Amerika’nın 2/3’ünü kaplıyordu. Şimdi ise Orta Amerika’nın birçok yerinde tipik manzara artık yağmur ormanları değil, bir çevresel felaketi yansıtan, ağaçların açıldığı, geniş, işe yaramaz alanların uzandığı bir görüntü hâlindedir. Aslında Dünya’nın bu kesiminde on altıncı yüzyılda İspanyolların kolonizasyonu sırasında başlamıştı orman tahribi. Ancak, esas hızlanma 1950’lerde oldu ve Orta Amerika ormanlarının %75’i ortadan kaldırıldı.
Dünya’daki nemli tropikal ormanlar, yılda 2 milyon hektar dolayında azalmaktadır. Bu azalma, ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte yalnızca Güney Amerika’da 1990-2000 yılları arasındaki kayıp yılda ortalama 3,7 milyon hektar dolayındadır. Azalmanın hızını vurgulamak için, Dünya’da her saniyede bir futbol sahasından daha büyük bir alandaki ormanların ortadan kalktığını söylemek yeterli olacaktır.
Tropikal yağmur ormanları Dünya’daki biyotik türlerin yarıdan fazlasının yuvasıdır ki bunların çoğu henüz tanımlanmamış ve adlandırılmamıştır. Tropikal yağmur ormanlarının ortadan kaldırılması, birçok türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Herhangi bir tür ortadan kalktığında ise genlerine milyonlarca yılda kodlanmış ve güçlükle kazanılmış yaşamda kalma içgüdüleri de kaybolacaktır. Türlerin yok olması, ne gibi bilgiler içerdikleri henüz kontrol bile edilememiş değerli kitaplara sahip büyük bir kütüphanenin yanması gibidir.
Bu konuda en son örneklerden biri, Malezya ve Endonezya’daki zaten yasa dışı avlanma ve orman açma yüzünden tehlike altında bulunan orangutanların, Endonezya’da 1997-1998 yılları arasında aylar boyunca söndürülemeyen orman yangınları sırasında daha fazla zarar görmeleridir. Dünya’nın ağaç üzerinde yaşayan en büyük hayvanları olan orangutanlar, yağmur ormanlarının dev ağaçlarına çok iyi uyum sağlamışlardır. Güneydoğu Asya’daki bu tür ormanlar ise ya yerleşme yerleri ve tarım alanlarıyla sarılmışlar ya da odun ve maden şirketlerinin işletme alanı hâline gelmişlerdir. Böylece son 50 yılda orangutan nüfusunun %80 azaldığı ve son 10 yılda da azalmanın iyice hızlandığı tahmin edilmektedir. Uzmanlar, ormanlarda yaşayan orangutan sayısının 25 binin altında olduğunu ve bu yüzyılın orangutanların felaketi olduğunu söylemektedir.
Güzel yazı olmuş.
Makale için teşekkür ederim.
Merak ettiğim bir konuydu teşekkürler.