Bir devletin diğer bir devlete gönderdiği elçinin görevleri, devletini temsil etmek, diplomatik ilişkiler kurmak, görüşmelerde bulunmak, dostlukları geliştirmek, bilgi toplamak, vatandaşlarının haklarını ve çıkarlarını korumak, onların bürokratik işlemlerini yürütmek, ekonomik, kültürel ve bilimsel ilişkileri ilerletmek olarak özetlenebilir.
Konsolosluğun görevleri de diplomatik ilişkiler dışında hemen hemen aynıdır. O halde konsolosluğa ne gerek vardır? Gerçekten ihtiyaç duyuluyorsa başka şehirlerde elçilik şubeleri açmak varken niçin konsolosluk şeklinde ayrı bir kuruluşa gerek duyuluyor, diye düşünülebilir.
Aslında bugünkü yapısıyla konsolosluk elçilikten daha eski bir kurumdur. Ülkelerin birbirlerine özel kuralları ve ayrıcalıkları olan temsilciler göndermeleri eski çağlardan beri vardı ama bunlar devletten çok hükümdarları temsil ediyordu. Elçilik kurumu çok sonraları İtalyan şehirlerinin ekonomik bakımdan gelişmeleri sonucu kalıcı hale geldi ve ilk daimi elçilik Venedik tarafından Cenevre’de kuruldu.
Konsolosluk ise küçük farklarla eski çağ devletlerinde de vardı. Resmi ilk örnekleri ise ortaçağda İtalyan ve Fransız şehirlerinde kara ve deniz ticareti işlerinde ortaya çıkan sorunları çözmek için kurulan “tüccarlar konsolosu” ve “denizciler konsolosu” adı verilen, başlarında hakimlerin bulunduğu kuruluşlardır.
Elçinin de, konsolosun da atanabilmeleri için gönderilecekleri devletten onay alınması gerekir. Devletler onay verip vermemekte serbesttir. Elçi olarak atanması planlanan şahsı kabul etmiyorsa nedenini bildirmek zorunda da değildir. Oysa konsolos atanmasında onay verilmemesinin sebeplerinin belirtilmesi gerekir. Elçiler göreve başlamadan önce kendi devlet başkanlan tarafından veriler. “itimatname”yi karşı devlet başkanma sunarlar. Eğer elçi dostane olmayan davranışları yüzünden gittiği devlet tarafından artık istenmiyorsa “persona non grata” ilan edilir ve gönderen devlet temsilcisini geri çağırmak zorunda kalır
Elçilerin kendilerinin de, binalarının da dokunulmazlıkları vardır. Tutuklanamazlar, sorguya çekilemezler, haberleşmeleri kontrol edilemez, binalarına girilemez, kendi korunmalarını sağlayabilir, hukuki ve idari soruşturmaya uğramaz, her türlü vergiden muaftırlar. Sığınanları teslim etmeme hakkı hariç bürokratik ayrıcalıkların hemen hemen tümü konsoloslara ve konsolosluk binalarına da sağlanmıştır. Her şeye rağmen konsolosluk görevlileri diplomatik temsilci değildir; hükümetler arası diplomatik işlerde devleti temsil yetkileri bulunmaz ve diplomatik ayrıcalıklara sahip değillerdir.
Elçiler yüksek rütbeli diplomatik temsilciler olup ulusal hükümetlerinin resmi sözcüsü durumundadır. İdari işlemler (pasaport, vize, vatandaşlık, noterlik, nüfus, askerlik, v.b.) bakımından elçiliklerin yaptıkları işler konsolosluklarla aynıdır ama esas görevleri devletlerini yurt dışında temsil etmektir. Konsolosluğun tarihten gelen rolü ise ticari ilişkileri geliştirmek ve ticari menfaatleri korumaktır. Elçilerin hem içinde çalışıp hem de yaşadıkları elçilik binaları ülkenin başkentinde bulunurken, konsolosluklar genellikle ticaretin yoğun olduğu önemli liman şehirleri ile kalabalık turistik şehirlerde kurulur.
Teşekkürler güzel paylaşım olmuş.