Onca hikaye ve filmine konu olan kızıl gezegene çok sayıda mekik gönderildi, analizler yapıldı ama şu ana kadar Mars’a ayak basan insan olmadı. Tahminlere göre 2030 civarında bu gerçeğe dönüşebilir. Parası olan ve uzaya düşkün olan çok sayıda kişi şimdi bu hayalle yaşıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyor. SpaceX’in denemeleri iyi yönde ilerliyor ve maliyeti düşürme alanında sevindirici gelişmeler var. Şu aşamada ABD dışında Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Rusya ve Çin’in Mars’a insan gönderme planları bulunuyor.
Ancak bu sadece sorunsuz bir kalkış ve yolculuktan ibaret değil ve aşılması gereken çok sayıda sıkıntılı engel var. Yeni bir araştırma sonuçlarına göre Mars yolculuğuna çıkanları ciddi bir kanser riski bekliyor. Daha önceki araştırmalarda elde edilen sonuçların aksine kansere yakalanma riski iki misli yüksek çıktı. Nevada Üniversitesi profesörü tarafından yapılan açıklamaya göre şu andaki kanser simülasyonları tam olarak gerçekçi değil. Uzun süreli uzay yolculuklarında başka ve bilinmeyen faktörler de devreye giriyor ve hesaba katılmaları gerekiyor.
Uzaya çıkan tüm astronotlar dünya çevresindeki manyetosfer geçerli olmadığından galaktik kozmik ışınların etkisinde kalıyor. İşin kötüsü bu ışınlar DNA bozulması ve mutasyona neden oluyor ki bunun en kötü yanlarından biri kanser başlangıcı. Yolculuk uzadıkça etki süresi ve sonuçları ağırlaşıyor. En kötü haberse özel uzay giysilerinin bile bu ışınlara dur diyememesi! 900 günden fazla sürecek yolculuğun bir yıldan fazlası derin uzayda geçiyor ve en büyük yıkımı burada gerçekleşitiriyor. En gelişmiş mekik zırhları bile Güneş’in bu zararlı ışınlarınına karşı sadece kısmen filtreleme yapabiliyor.
Yazı için teşekkürler.
Yazı için teşekkürler.