1066 yılında, 7000 Norman piyade ve şövalye Manş Denizi’ne doğru savaş gemileri ile yola çıkar. Hedefleri, 1 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan İngiltere’dir. Bu, ağır sonuçları olan küçük bir yolculuk. Ve aynı zamanda diğer Norman gruplar kıtanın tarihini değiştirecek şekilde Avrupa’ya maceralara yelken açmaktaydı.
Peki bu savaşçılar kimlerdi ve izlerini bu kadar büyük ve kapsamlı bırakmayı nasıl başardılar?
Hikâyemiz 200 yıl önce Kuzey Avrupa genelinde Büyük İskandinavya göçünün parçası olan Vikinglerin Kuzey Fransa kıyılarına yerleşmesiyle başladı. Yerli Fransızlar bu işgalcileri geldikleri yönden dolayı Normanlar olarak adlandırdı. Neticede Frank Kralı Charles, Viking lideri Rollo ile 911 yılında barış antlaşması imzalayarak Normandiya olarak anılacak olan, Fransa’nın kuzey kıyılarını Viking liderine verdi. Normandiyalılar yeni yerleşik hayatlarına adapte oldular. Frenk kadınlarla evlendiler Fransızca’yı benimsediler ve hemen, İskandinavya paganizminden Hristiyanlığa geçmeye başladılar. Adapte olmalarına karşın savaşçı geleneklerini ve atalarından gelen fetih ruhlarını muhafaza ettiler.
Çok geçmeden, hırslı Norman şövalyeler yeni zorluklar aradı. Normanların bilinen en iyi başarısı İngiltere’yi fethetmeleridir. 1066 yılında, Normandiya Dükü William yeni İngiliz Kralı Harold Godwinson’ın iddiasına itiraz etti. William ve şövalyeleri İngiltere’ye indikten kısa süre sonra Hastings kenti yakınında Harold’un ordusuyla karşılaştı. Savaştaki zirve an 70 metre uzunluğunda Bayeux Tapestry’de Harold’un gözüne bir okun saplanmasıyla Normandiya zaferinin damgalanmasıdır. William, kazançlarını büyük bir kale mücadelesiyle ve İngiliz toplumunu yeniden örgütlemesiyle pekiştirdi. İngiltere’deki her bir arazinin nüfus ve mülkiyetlerini kayıt altına alan Domesday olarak bilinen büyük bir anket kitabı sayesinde “Fatih William” lakabıyla yaşadı.
Halk Anglosakson konuşmaya devam ederken Normandiya Fransızcası yeni kraliyet sarayının dili hâline geldi. Bu iki dil, inek ve sığır eti gibi eşanlamlı çiftlerden kaynaklanan kral ve köylülerin arasındaki bölünmeye rağmen zamanla birleşerek günümüzdeki İngilizceyi bize verdi. 12. yüzyılın sonunda Normanlar, Galler İskoçya ve İrlanda’ya kadar ilerledi. O anda, Kudüs’ten dönen seyyâhların hikâyelerinden ilham alan bağımsız Norman şövalyeler Akdeniz’e gittiler. Orada, kendilerini bölgenin her yerindeki yerleşik güçler arasında yaşanan karışık bir çatışmanın içine attılar. Son derece değerli paralı askerler hâline geldiler ve o savaşlardan birinde pusuya yatan mızraklılarla Orta Çağ savaşlarında bir klasik hâline gelen yıkıcı bir taktik olan kaydedilen ilk ağır süvari saldırısını yaptılar.
Ayrıca Normanlar, 1095-99’da kanlı bir çatışmayla Orta Doğu’nun belirli kısımlarında yeniden kurulan Hristiyan kontrolü olan Haçlı Seferleri’nin merkeziydiler. Fakat Normanlar bir savaştan daha fazlasını yaptılar. Zaferlerinin bir sonucu olarak Demir Kollu William ve Kurnaz Robert gibi liderler Güney İtalya boyunca toprakları emniyete aldılar ve neticede 1130’da Sicilya Krallığı’nı oluşturmak için birleştirdiler. II. Roger altında dini ve iç savaşlarla parçalanmış bir dünyada krallık, çok kültürlü hoşgörünün bir işaretçisi oldu. Müslüman Arap şair ve akademisyenler, Bizanslı Yunan denizcileri ve mimarları yanında kraliyet sarayında hizmet verdi. Arapça, Latince, Yunanca ve Normandiya Fransızcası resmî bir dil olarak kaldı. Dünyanın coğrafi bilgisi 300 yıl boyunca bilinen dünya haritalarının en doğru şekilde kaldığı “The Book of Roger” kitabında derlendi. Ve Palermo’da inşa edilen kiliseler Latin tarzı mimariyle, Arap tavanlarıyla, ve Bizans kubbeleriyle hepsi zarif altın mozaiklerle dekore edilmiş şekilde kombine edildi.
Normanlar bu kadar başarılıysa neden hâlâ etrafta değiller?
Aslında başarılarının anahtarı şudur: Onlar fethettikleri topluma sadece hükmetmediler aynı zamanda onların bir parçası hâline geldiler. Normanlar sonuçta ayrı bir grup olarak yok oldular katkıları ise kaldı. Ve bugün, kalelerden ve katedrallerden Avrupa’nın manzarasını İngilizce’nin konuşulduğu her yere noktalayan Normandiya mirası yaşamaktadır.