Evrende sıradan bir yıldız olan Güneş, bize en yakın yıldızdır ve bizim açımızdan Dünya’daki yaşamın oluşmasında sürdürülmesinde tüm canlı türleri için hayati bir öneme sahiptir. Güneş yaklaşık olarak 4.5 milyar yıldır bir yıldız olarak çevresine ısı ve ışık yayıyor. Bu kadar uzun bir zaman sürecinde Güneş’in enerjisi nasıl oluyorda bitmiyor ve ışımasını sürdürebiliyor? Sorumuza cevap bulabilmek için bu makalede Güneş’i bir yıldız olarak inceleyeceğiz.
Astronomi açısından Güneş, diğer yıldızların yapısını anlamamız için en önemli laboratuvardır. Güneş ve diğer yıldızlar merkezlerinde maddeyi enerjiye dönüştüren dev nükleer ocaklardır. Gerçek birer ışık kaynağı olan yıldızların bu özellikleri gökyüzünde onları parlak birer nokta olarak görmemizi sağlar.
Ancak yalnızca Güneşi, bize yakın bir yıldız olmasından dolayı büyük bir disk gibi görürüz. Bu da bir yıldız olan Güneş’in hem iç yapısını hem de yüzeyinde olan fiziksel süreçlerin çalışılmasına olanak sağlar.
Güneş ve diğer yıldızların enerji kaynağı yüksek basınç ve sıcaklıktaki (Güneş için 10 milyon derecedir) merkez bölgelerinde hidrojen çekirdeklerinin birleşerek helyum çekirdeklerine dönüşmesi ile açığa çıkan ışık ve ısı enerjisidir.
Yıldızlarda çekirdek birleşmeleri ile olan nükleer reaksiyonlar ile hidrojen daha ağır elementlere dönüştürülür. Güneş’in iç bölgelerini doğrudan gözleyemiyoruz. Ancak yüzeyinde gerçekleşen fiziksel süreçlerin gözlemlerle incelenmesi ve nükleer fizik ile astronomi bilgileri kullanılarak yapılan yıldız modelleri sayesinde yıldızların iç yapılarını anlamaya çalışıyoruz.
Güneş’in kütlesi 2×1033 gr’dır yani 333 000 Dünya kütlesine eşdeğerdir diyebiliriz. Böylesine büyük bir kütleye sahip olan Güneş’in kütle çekimi, Güneş sistemi içindeki gezegenler, astroidler, kuyruklu yıldızlar gibi tüm cisimleri bir arada tutmaya yeterli olacak kadar büyüktür.
Ancak bir yıldız olarak hem Güneş hem de yıldızlar kendi kütle çekimlerine karşı zıt yöndeki basınç kuvvetleriyle dengelenirler. Yıldızlarda içeriye doğru olan kütle çekim kuvveti ile yıldızların hammadesi olan gazın dışarıya doğru yaptığı basınç kuvvetleri denge halindedir.
Hidrostatik denge olarak adlandırılan bu denge hali hem Güneş’in dış katmanlarının merkeze doğru çökmesini engeller hem de Güneş’in genişleyerek patlamasını. Böylece hidrostatik denge bir yıldızın milyar yıllık yaşam sürecinde merkezde üretilen enerjiye bağlı olarak yıldızın genişlemesi ve büzülmesini sağlayarak onu dengede tutmaya çalışır.
Güneş’te üretilen enerjinin %99’u, Güneş yarıçapının %24’üne karşılık gelen merkez bölgesinde üretilir. Bu enerji sırasıyla ışınımsal ve konveksiyon katmanlarına aktarılarak Güneş’in geri kalan kısmını da ısıtır. Saniyede üretilen enerji 10 milyar ton atom bombasının enerjisine eşdeğerdir yani Güneş çok kuvvetli bir termonükleer bombadır diyebiliriz.
Eğer Güneş’in merkezinde nükleer işlemlerle üretilen ışık (fotonlar), Güneş’in iç kısımlarında herhangi bir etkileşime girmeden ilerleyebilseydi, Güneş’in yüzeyine ulaşmaları 2 saniye sürerdi. Ancak Güneş’in merkezinde dışarıya doğru sıcaklık azalır ve fotonların diğer parçacıklarla etkileşimi sonucunda merkezde üretilen bir foton 100 000 yılda Güneş’in yüzeyine ulaşır.
Güneş’i bir soğan kabuğu gibi katmanlardan oluştuğunu düşünürsek, merkezden farklı yollarla iletilen enerji en sonunda Güneş’in atmosfer kısmına ulaşır. Güneş atmosferini oluşturan üç katman vardır: ışık küre (fotosfer), renk küre (kromosfer) ve taç küre (korona). Her üç katman da oldukça aktif bir yapıya sahiptir ve üzerlerinde Güneş’in manyetik özellikleriyle ilişkili karmaşık yapılar gözlenir.
Işık kürenin ortalama yüzey sıcaklığı 5500 derecedir. Bu merkez bölgesindeki sıcaklıkla karşılaştırılırsa oldukça düşük bir değerdir. Ama şanslıyız ki bu sıcaklık insan gözünün görebileceği dalgaboyu aralığındadır ve Güneş’in gözümüzle gördüğümüz katmanı bu nedenle ışık küredir.
Güneşin manyetik özellikleri bu katmanında Güneş lekesi olarak adlandırılan karanlık ve yarı-karanlık alanlar ortaya çıkmasına neden olur.
Güneş lekeleri, ışık küre katmanına göre daha soğuk alanlardır ve bu nedenle aradaki ısı farkı bu alanların karanlık görünmesine neden olur. Güneşin manyetik özelliklerinin arttığı dönemlerde Güneş lekelerinin sayısı da artar. Bir Güneş filtresiyle siz de Güneş lekesi gözlemleri yapabilirsiniz.
Teşekkürler güzel paylaşım olmuş.