Günümüzde yanıt arayan bir başka kozmolojik problem ise Karanlık Madde’nin kaynağıdır. Yapılan ölçümler, gök adalarda hesaplanan maddeden daha fazlasının çekim etkisiyle hızlı bir biçimde döndüğünü ortaya koyuyor. Kaynağı bilinmeyen bu fazlalık maddeye “karanlık madde” denilmektedir. Buna göre karanlık madde, çekici bir güçtür ve evrenin içe çökmesini hızlandıran bir etkiye sahiptir.
Diğer taraftan son yıllarda yapılan ölçümler ise itici bir Karanlık Enerji’nin evreni hızlı bir şekilde genişlettiğini göstermekterdir. Evrende enerji yoğunluğunun, %23’ünün karanlık maddeden %73’ününkaranlık enerjiden ve %4’ünün de tanımlayabildiğimiz ölçümlerden geldiği biliniyor.
Karanlık madde ve karanlık enerji oranları, aynı zamanda evrenin geleceği hakkında da bilgi vermektedir. Eğerkaranlık enerji baskın olursa evrenin “büyük parçalanma” ile son bulacağı tahmin ediliyor. Eğer karanlık madde baskın olursa evrenin kendi içine çökeceği ve son olarak bunların oranları, birbirini dengelerse evrenin “düz evren” olarak günümüzdeki gibi hızlı genişlemesine devam edeceği öngürülmektedir.
Evrenin geleceği ile ilgili bu modellerdeki kuramların bazılarının testi, CERN’deki LHC (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı)’de gerçekleştirilecektir.
Evrenin oluşumuna ya da geleceğine dair birçok kuramın test edildiği İsviçre’deki Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nde (CERN) yerin 100 maltında inşa edilen ve 27 km uzunluğundaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC). ATLAS ALİCE, CMS VE LHCb, bu çarpıştırıcı tünellerindeki dedektörleri göstermektedir.
Gayet açıklayıcı bilgiler için teşekkürler.