Çay tiryakileri için ince belli bardakla içilen siyah çay, sabah kahvaltılarının da vazgeçilmezidir. Türk kültüründe siyah çay tüketimi açık ara önde olsa da, sağlığa faydalarıyla bilinen yeşil çay, beyaz çay ve oolong çayı da artık çay tutkunları arasında önemli bir yere sahip. Peki, bu sınılandırma nereden geliyor? Daha önce morfolojik olarak Çin çayı, Assam çayı ve Kamboçya çayı şeklinde kategorilere ayırdığımız çaylar, üretim aşamasında geçirdikleri fermantasyon işlemine göre de siyah çay, yeşil çay, beyaz çay ve oolong çayı olarak sınılandırılıyor.
Siyah Çay
Siyah çay, Çin ve çevresindeki ülkelerde kırmızı çay olarak da bilinir. Diğer çay türlerine göre farklı bir tadı, görünümü ve rengi olan siyah çay aslında yeşil çay ile aynı bitki yapraklarından elde edilmektedir. Çay yaprakları toplandıktan sonra uygulanan işlemler siyah çayın diğer çaylara oranla daha çok oksitlenmesi ve fermente edilmesi sonucu koyu siyah rengini almasına sebep olur. Bu işlemler ise çayın daha demli ve diğer çaylara göre farklı olmasını sağlar. Siyah çayın üretiminde kullanılan teknikler sadece çayın daha yoğun bir dem vermesini sağlamaz, aynı zamanda çayın raf ömrünü de uzatır. Yeşil çay tazeliğini en fazla 1 yıl koruyabilirken, siyah çay doğru muhafaza edildiği takdirde yıllarca tazeliğini koruyabilir.
Türkiye’de en fazla tüketilen çay çeşidi olan siyah çayın sağlık üzerine etkileri tartışmalı olsa da kimi araştırmacılar tarafından bazı faydaları olduğu belirtilmektedir. Siyah çayın özellikle kalp sağlığını koruduğu ve damar sertleşmesine karşı etkili olduğu düşünülür. Ayrıca siyah çay, konsantrasyon yüksekliği sağlamada yardımcı olmaktadır.
Bu olumlu etkilerin yanı sıra, siyah çayın gün içinde 4-5 bardaktan fazla tüketilmesinin zararlı olduğu bilinmektedir. Fazla siyah çay tüketimi demir eksikliğine neden olabilmekte ve çarpıntı yapmaktadır. Ayrıca aşırı tüketim, böbrek ve bağırsak hareketlerini etkileyerek ishal ve üre yüksekliğini ortaya çıkarabilmektedir.
Yeşil Çay
“Camellia sinensis” olarak adlandırılan çay bitkisinin yapraklarından elde edilen yeşil çayın geçmişi bir hayli eskiye dayanmaktadır. Milattan Önce 3000 yılına kadar uzanan bir geçmişi olduğu rivayet edilen yeşil çayın Çin’de, Japonya’da ve Hindistan’da tıbbi amaçla kullanıldığı bilinmektedir. Tıpkı beyaz çay gibi yeşil çayın anavatanı da Çin’dir. Eski çağlarda, Çin’de sadece yeşil çay kullanılmıştır. Sonraları, yeşil çayın fermente edilmesi ile siyah çay keşfedilmiştir.
Geçmişten günümüze neredeyse bir fenomen halini alarak tüm kültürlerde, halklar arasında yaygın olarak tüketilerek ün kazanan yeşil çayın dört tip kurutulma biçimi vardır: Buharla, tavada, fırında ve güneşte.
Bu kurutulma aşamaları yeşil çayın tadını değiştirir. Buharla kurutulanların tadı daha çimensi ve acıdır. Tavada ve fırında kurutulan yeşil çayların içimi lezzetli ve tadı yumuşaktır. Yeşil çay, sağlık üzerine olumlu etkileriyle de bilinmektedir. Anti kanserojen bir bitki olan yeşil çay kanser riskini azaltır. Kadınlarda yumurtalık kanserine yakalanma riskini yüzde 60 oranında azalttığı bilinmektedir. Ayrıca yeşil çay, dolaşımı düzenler. Kolesterol yüksek tansiyonu düşürür.
Dünyada üretimi yapılan 3,2 milyon tonun üzerinde çayın 700 bin tonluk bölümünü yeşil çay oluşturmaktadır. Çin 450 bin ton yeşil çay üretimi ile birinci sırayı alırken onu Japonya Endonezya, Vietnam, Hindistan ve Sri Lanka takip etmektedir. Her geçen gün dünyaya yeşil çay üretimi artmaktadır. Son on yıldaki yeşil çay üretim artışı %2,5 olurken, siyah çayda bu oran %1 olmuştur. Yeşil çay tüketimi ise en fazla, Japonya, Vietnam, Çin, Fas ve bazı Kuzey Afrika ülkelerinde gerçekleşmektedir.
Beyaz Çay
Özel ve değerli bir çay çeşidi olan beyaz çayın oldukça ilginç ve gizemli bir tarihi vardır. Geçmişte vergi olarak halktan toplanan ve Çin imparatorlarının vazgeçilmezi olan beyaz çay, bir dönem değer olarak altın ile bir tutulmuştur.
Çin’in Song Hanedanı imparatoru Hui Zhong, zarafetin simgesi olarak tanımlamıştır beyaz çayı. 1101-1125 yıllarında Çin Hükümdarı olan Hui Zhong, en iyi çay çeşidinin beyaz çay olduğunu belirtmiştir ve Song Hanedanı döneminde birçok beyaz çay çeşidinin gelişimi teşvik edilmiştir. Modern Çağ’ın beyaz çayı ise 1796 yılında Qing Hanedanı döneminde ortaya çıkmıştır.
Beyaz çay çeşitlerinin başlıca bulunduğu yerler Çin’in güneyindeki Fujian’ın dağlık bölgeleridir. Yaprakları açık havada yavaş ve hafifçe buğulanmıştır ve oldukça dikkatli bir şekilde muhafaza edilmelidir. Sadece tomurcuk ‘gümüş iğne’ ve en üstteki iki yaprak toplanır. Beyaz çayda tanen ve kafein miktarı çok düşüktür.
Yazı için teşekkürler.
Merak ettiğim bir konuydu teşekkürler.
Elinize sağlık teşekkürler.