20. Yüzyılın En Ölümcül Salgınları

HIV / AIDS, 20. yüzyılın en ölümcül salgınıydı. HIV enfeksiyonundan kaynaklanan AIDS hastalığı ilk olarak 1981 yılında keşfedildi. 21. yüzyılın ilk on yılında bu hastalık nedeniyle 30 milyon ölüm kaydedilmişti. Bugün bile dünya çapında binlerce insanın başına bela olmaya devam etmektedir. 2016 itibariyle, dünya çapında yaklaşık 36,7 milyon kişiye HIV virüsü bulaşmıştır. Küresel HIV enfeksiyonu insidansı 1997’de zirveye ulaştı. Lancet’in tahminlerine göre o yılda 3.3 milyondu. Bununla birlikte küresel insidans, yüzyılın başında önemli ölçüde azaldı. 2005 yılında 2,6 milyondu. Ne yazık ki, 2005’ten 2015’e kadar rakamda çok az değişiklik görüldü.

Sahra Altı Afrika, dünyanın en kötü etkilenen bölgesidir. Tüm küresel HIV vakalarının yarısından fazlası burada kayıtlıdır.

Dünyanın en ölümcül pandemilerinden biri 1918’de meydana geldi ve dünya nüfusunun %3 ila 5’ini yok etti. H1N1 influenza virüsünü içeren bir influenza pandemisiydi. Dünya çapında 500 milyon kişi hastalıktan muzdaripken, yaklaşık 50 ila 100 milyon kişi hayatını kaybetti. Hastalık, Kuzey Kutbu ve Pasifik Okyanuslarındaki uzak adalar da dahil olmak üzere dünyanın her köşesine yayıldı. İlginç bir şekilde, bu salgın, ağırlıklı olarak sağlıklı genç bireyleri öldürdü (Diğer birçok hastalığın çocuklar, yaşlılar ve bağışıklığı zayıflamış kişiler üzerinde daha büyük olumsuz etkileri vardır). Pandemi ‘İspanyol gribi’ olarak adlandırılsa da bu yanlış bir adlandırma idi. Ne İspanya’da ortaya çıktı ne de ülkede diğerlerinden daha fazla insanı öldürdü. Ancak, savaş zamanı sansürleri nedeniyle İngiltere, ABD, Fransa gibi birçok ülke salgını ilk aşamalarda bildirmemek için basına kısıtlamalar getirdi. Bununla birlikte, böyle bir kısıtlama olmadan, İspanya medyası pandemiyi erken bir aşamada bildirdi ve ülkenin özellikle sert bir darbe aldığı yönünde yanlış bir izlenim uyandırdı.

1956’dan 1958’e kadar üç yıl boyunca, ölümcül bir salgın dünya çapında yayılıp, milyonlarca can aldı. Asya gribi salgını olarak adlandırılan salgın, influenza A virüsünden kaynaklandı ve ilk olarak 1956’da Çin’in Guizhou kentinde tespit edildi. İsmine rağmen, hastalık Asya ile sınırlı olmayıp dünyanın diğer bölgelerine de yayıldı ve 69.800 kişiyi öldürdü. Çeşitli kaynaklara göre, bu hastalık nedeniyle bir ila dört milyon kişi hayatını kaybetti.

Başka bir grip salgını 1968’den 1969’a kadar kısa bir süre içinde dünyayı kasıp kavurdu ve yaklaşık bir milyon insanı öldürdü. Grip, influenza A virüsünün H3N2 suşundan kaynaklandı. Pandemi, Hong Kong’da ortaya çıktığı için sıklıkla Hong Kong gribi olarakta anılmaktadır. Salgının ilk kaydı 13 Temmuz 1968’de bildirildi. Kısa süre sonra hastalık Singapur ve Vietnam’a yayıldı ve Eylül ayında Hindistan, Avustralya ve hatta Avrupa’ya ulaştı. ABD’ye dönen Vietnam Savaşı birlikleri, hastalığı kendileriyle birlikte ülkeye getirdi. Dünyanın diğer bölgeleri de bu hastalıktan kurtarılamadı. Hong Kong nüfusunun yaklaşık %15’i hastalıktan muzdaripti.

1899’da Hindistan’da başlayan büyük bir kolera salgını sırasında 800.000’den fazla insan hayatını kaybetti. Hastalık daha sonra Orta Doğu, Doğu Avrupa, Rusya ve Afrika’ya sıçradı. 20. yüzyıla kadar devam etti ve 1923’te sona erdi. Koleranın ilk olarak Haridwar’daki Kumbh Mela’da bulunduğuna inanılmaktadır.

20. yüzyılın en kötü çiçek hastalığı salgınlarından biri 1974’te Hindistan’ı vurdu. Aynı yılın Ocak ve Mayıs ayları arasında çiçek hastalığından 15.000’den fazla kişi öldü ve daha pek çoğu ömür boyu sakat kaldı. Hastalığı kontrol altına almak ve daha fazla yayılmasını önlemek için girişimlerde bulunuldu. Ülkedeki son çiçek hastalığı vakası 24 Mayıs 1975’te kaydedildi. Beş yıl sonra, hastalık tüm dünyadan ortadan kaldırıldı.