“O beni öldürmeden, ben onu öldürmeliyim.” Ünlü dedektif Sherlock Holmes’in yazarı Arthur Conan Doyle, annesine yazdığı bir mektupta Sherlock’tan bahsederken bu cümleyi kullanmıştı.
Not: Yazı Sherlock Holmes kitaplarıyla ilgili bilgiler içerir.
Peki her yazarın hayali sayılabilecek bu başarı nasıl oldu da Doyle’yi bu kadar mutsuz etti?
Sherlock Holmes, ilk olarak 1887 yılında İskoç yazar Sir Arthur Conan Doyle tarafından yazılan Kızıl Dosya (A Study in Scarlet) adlı hikayeyle ortaya çıktı. Bugün kutsal kitaplar ve sözlüklerden sonra dünyanın en çok okunan kitabı olma unvanını kazanan Sherlock Holmes, yazarı için yalnızca bir ek gelir kaynağı olarak başlamış. Hatta Doyle‘nin asıl hayali yazacağı tarih kitaplarıyla ünlü olmaktı.
Tüm bunlara rağmen Sherlock, ilk yayımlandığı günden itibaren herkesin sevgisini kazandı. Devamındaki 6 yıl boyunca Doyle, zamanının büyük kısmını Sherlock’a ayırmak zorunda kaldı. Halk sabırsızlıkla bir sonraki hikayenin gelmesini bekliyordu ve dergiler hikayelerin teslim tarihlerini gittikçe kısaltıyordu.
En sonunda bunalan yazar, annesine yazdığı bir mektupta “Holmes‘i öldürmeyi düşünüyorum. Hikaye bitsin gitsin istiyorum. Aklımı daha iyi şeylerden çeliyor” demiş. Annesi ise olacakları sezmişçesine, “sen nasıl istersen öyle yap ama insanlar bunu pek hoş karşılamayacaktır” diye cevaplamış.
Elbette ki ilk seçenek kahramanı şelaleden atmak değildi. Yazar önce yayınevlerinden talep ettiği telif ücretlerini arttırarak hikayeden kurtulmaya çalıştı; fakat ne kadar arttırırsa arttırsın herkes ücreti ödemeye razıydı. Sonrasında hasta olduğunu ve artık yazamayacağını iddia etti ama bu sefer de birbiri ardına sahte Sherlock Holmes hikayeleri yazılmaya başlandı.
Bütün seçenekleri tükenmiş olan Doyle, yazmaya tekrar başladı ve 1893 yılında yazdığı “Son Vaka” adlı hikayeyle Sherlock’u, ezeli düşmanı Moriarty ile birlikte İskoçya’daki Reichenbach şelalesinden aşağı attı. Günlüğüne ise bununla ilgili olarak yalnızca “Killed Holmes.” Yani “Holmes’i öldürdüm” yazdı.
Sherlock Holmes’in ölümünün yayımlandığı sayıyla birlikte derginin satışları 30.000 arttı. İnsanlar karakteri artık gerçek bir insan gibi görmeye başlamıştı; öyle ki sokaklarda protestolar yapıldı, halk günlerce kollarında siyah bantlarla dolaştı, birçok kişi Holmes’in evi olarak tasvir edilen 221B Baker Street’e akın etti.
Yazar sonrasındaki 8 yıl boyunca tehdit mesajları aldı ve hatta şiddete maruz kaldı. En sonunda baskıya dayanamayan Doyle, “Baskerville Köpeği” adlı hikayeyle Sherlock Holmes’i okuyucularıyla buluşturdu.
Bugün Sherlock Holmes kitapları 85 dile çevrildi. Filmlerde en çok canlandırılan karakter olarak Guiness Rekorlar Kitabı’na girdi ve adına 400 dernek kuruldu. Hakkında 10.000’in üzerinde makale ve kitap yazıldı. Benedict Cumberbatch’in Sherlock’u canlandırdığı ünlü dizi Sherlock, yeni yılda yayımlanan 4.sezonunun açılışında 8.1 milyon canlı izlenmeye ulaştı.
Bütün bunları görmek yazarı mutlu eder miydi, bilemiyoruz; fakat yine de bu harika dedektifi onun gibi harika bir yazara borçluyuz.
