Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

0
485
görüntülenme
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Çoğumuz hayatımızda en az bir kez mutlaka bir travma yaşarız. Bazen, uzun vadeli etkiler olmadan kurtuluruz. Fakat milyonlarca kişide geriye dönüşler, kâbuslar ve negatif düşünceler gibi hayatı zorlaştıran belirtiler olur.

Travma sonrası stres bozukluğu ya da TSSB denilen bu olgu, kişisel bir zayıflıktan kaynaklanmaz, aksine, tehlikeli deneyimlerle başa çıkmamıza olanak sağlayan belli biyolojik mekanizmaların bozulmasındandır ve tedavi edilebilir.

TSSB’yi anlamak için, öncelikle beynin çok sayıda sıkıntıyı nasıl işlediğini anlamalıyız. Bunlar, sevilen birinin ölümü, aile içi şiddet, yaralanma ya da hastalık, taciz, tecavüz, savaş, araba kazası ve doğal afet olabilir. Bu tür olaylar beynin “dövüş-kaç-don” tepkisi olarak da bilinen alarm sistemini aktive eden tehlike ve çaresizlik gibi duygulara neden olur. Bu alarm çaldığı zaman, HPA aksı olarak da bilinen hipotalamik-pituiter ve böbreküstü sistemleri parasempatik sinir sistemine sinyal göndermek için beraber çalışır. Bu kalp ritmi, sindirim ve solunum gibi fonksyonların düzenlenmesine yardımcı olmak için böbreküstü bezleri ve iç organlarla iletişimdeki ağ. Bu sinyaller vücudu birkaç farklı stres hormonu ile dolduran ve vücudu kendini savunabilmesi için hazırlayan fizyolojik değişimlere neden olan kimyasal dalgayı başlatır. Kalp ritmimiz hızlanır, soluğumuz sıklaşır ve kaslarımız gerilir. Kriz bittikten sonra bile, artmış olan stres hormonu seviyesi günlerce aynı kalabilir. Gerginliğe, kabuslara ve diğer semptomlara neden olur. Çoğu insanda hormon seviyesi dengelenince bu semptomlar birkaç gün ila iki hafta içinde kaybolur. Fakat travmaya maruz kalan küçük bir yüzde kalıcı problemlere sahiptir. Bu problemler bazen geçici olarak kaybolur ve aylar sonra tekrar ortaya çıkar.

Beyinde neler olduğunu tam olarak anlamayız, fakat teorilerden biri stres hormonu kortizol’un tüm beyin fonksiyonunu azaltıp birkaç negatif semptoma neden olurken sürekli olarak “dövüş-kaç-don” tepkisini aktive ettiğidir. Bu semptomlar genellikle dört kategoriye ayrılır. Rüyalar ve geriye dönüşler gibi araya giren düşünceler, travmanın anılarını önlemek, korku, öfke ve suçluluk gibi negatif düşünceler ve duygular ve asabiyet, uyumada zorluk gibi “tepkisel” sendromlar. Herkes bütün semptomları göstermez ya da aynı boyutta ve yoğunlukta deneyimlemez. Problemler bir aydan fazla sürüyorsa genellikle TSSB teşhisi konur. Genetik, sürekli olarak bunaltıcı stres ve önceden var olan akıl hastalığı ya da manevi yardımın olmaması gibi çoğu risk faktörü kimlerin TSSB’den muzdarip olduğunu belirlemede rol oynar. Fakat altta yatan sebep hala medikal bir gizemdir. TSSB ile baş edilbilmede ki en büyük zorluk beynin asıl travma ile bağlantı kurmasını sağlayan bedensel ve duygusal uyarıcıların tetikleyici olduğu konusundaki kararsızlıktır. Bunlar doğası gereği tehlikeli olmayan fakat güçlü bedensel ve duygusal tepkileri hatırlatan günlük algılar olabilir. Örneğin, kamp ateşinin kokusu yanan bir evde kapalı kalmayı anımsatabilir.

  Ayaklarımızdaki Uyuşma ve Karıncalanma Hissi Neden Olur?

TSSB’si olan biri için, bu anı asıl olaydaki aynı sinir sistemi kimyası ile ilgili dalgalanmayı aktive edebilir. Bu ardından sanki aynı şeyleri tekrar yaşıyorlar gibi aynı panik ve acizlik duygusunu uyandırabilir. Bazen öngürülemez olan bu tetikleyicileri görmezden gelmek izolasyona sebep olabilir. Bu insanların duygularının önemsenmemiş, ihmal edilmiş ya da yanlış anlaşılmış hatta bir düğmeye basılmış gibi etrafındaki herkes devam ederken hayatları hızlandırılmış hissetmesini sağlar. Fakat, seçenekler var.

Eğer TSSB’den muzdarip olduğunuzu düşünüyorsanız, ilk adım sizi mümkün olan birçok kaynağa yönlendirebilecek bir akıl sağlığı uzmanına danışmaktır. Psikoterapi TSSB için çok etkili olabilir. Hastaların tetikleyicilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Ve belli ilaçlar semptomları daha kontrol edilebilir yapar, farkındalık ve düzenli egzersiz gibi öz bakım alıştırmaları da öyle. Peki ya arkadaşınızda ya da aile üyenizde TSSB belirtileri fark ederseniz? Manevi destek, kabul ve empati yardımda ve iyileşmede en önemli şeylerdir. Deneyimledikleri olayın hikâyesine inandığınızı ve tepkileri için onları suçlamadığınızı gösterin. Eğer kabul ediyorlarsa, onları teşhis ve tedavi için cesaretlendirin. TSSB dıştan bedensel işaret olmadan geldiği için “saklı yara” denir. Fakat görünmez bir hastalık olsa da, sessiz bir hastalık olmak zorunda değil.

Paylaş

1 Yorum

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here