Çoğumuzun yaşadığı şehirler yıllar itibariyle görünüm olarak çok fazla değişmedi belki ama, artık şehirlerin de akıllanmaya başlamasıyla bir değişime hız verilmeye başlandı. Biz de burada bir yazı dizisi olarak dünyadaki şehirlerin tasarruf etme, temizlik, trafiği azaltma ve kent yaşamını iyileştirme umutlarıyla veri toplamak için teknolojiyi nasıl kullandıklarını araştıracağız.
Tokyo’nun dışında Panasonic’in eski fabrikasının üzerine kurulmuş olan Japon kenti Fujisawa’da olan bitenden bahsetmeden Denver’da neler olduğunu konuşamayız. Buradaki 600 ev ve 400 apartman depreme dayanıklı şekilde tasarlanmış, tümü güneş panelleri ile donatılmış ve hepsi akıllı şebekeye bağlanmış durumda. Fujisawa’yı bu hale getirmek on yıl sürmüş, ancak Panasonic önceden kurulmuş bir şehri kullanarak onu ABD’de yeniden üretmek istedi ve bunun için Denver’ı seçti.
Denver’da ne var?
Panasonic yöneticileri, ABD genelinde 25, 30 şehri taradıklarını, bir iş modeli oluşturmak ve tekrarlanabilirlik için plan yapmaya çalıştıklarını söylüyorlar. Ancak Denver’daki liderler Panasonic’e, yeni teknolojileri uygularken geri adım atmama ve destek olma sözü vermişler. Hükümet yardımcı olsa da Panasonic’i Denver’a getiren tek etken bu değil. Havaalanının yakınında, banliyö tren hattının ikinci son durağı Peña İstasyonu bulunmakta. Şu anda Google Maps’de de görünüyor ve Denver Uluslararası Havaalanı’ndan yaklaşık 10 mil uzaklıkta. Panasonic ve iş ortaklarının geliştirmeyi planladığı 400 dönümlük bu alan, belediyenin bir parçası olmakla birlikte tipik süreçlere tabi değil. Panasonic, “Arazi yatırımcısı olduğumuz gerçeği nedeniyle, yeni ve gelişmekte olan teknolojiler üzerinde tetikleyici kabiliyetimiz var” diyor. Panasonic, 18 ay teklileri beklemek zorunda kalmadan Colorado’nun ilk mikro şebekesini, akıllı sokak lambalarını kurmuş ve Colorado eyaletindeki Ulaşım Departmanı ile otobanda sürücüsüz araçları test etmek için bir anlaşma imzalamış.
Kent ayrıca bazı hizmetleri otomatikleştirmenin yollarını da bulmuş. Denver şehrinin web sitesine girerseniz, otopark biletlerini ödemekten, evde beslenen hayvanları sahiplenmeye ve eğlence merkezi saatlerini kontrol etmeye kadar, online olarak yapabileceğiniz işlerin bir listesini görürsünüz. Denver, şehir hizmetlerini tek elden sunan bir mobil uygulama olan Pocketgov’u başlatmış. Pocketgov’la şehir sakinleri, karların kürenmesi, sokağın süpürülmesi, çöp hizmetleri ve daha başka şeyler gibi hayati şehir hizmetleri hakkında bilgi alabiliyor, sorunları bildirebiliyor ve soru sorabiliyorlar. Denver’ın merkezinde dolaşırsanız, etkileşimli kiosk’leri görürsünüz ancak yapabildikleri her şeyi fark etmeyebilirsiniz. Arayüzü, bir cep telefonunu anımsatıyor. Bulunduğunuz yerde size yol tarii verebiliyor, sizin için çektiği selie’yi gönderebiliyor ve size gerçek zamanlı tren verilerini sunabiliyor.
Otomobillerin anahtar rolü
Sadece otonom araçlar değil, ağa bağlanan otomobiller de Denver’ın akıllı bir şehir vizyonun anahtarı konumundalar. 2022 yılı sonuna kadar 20 büyük otomobil şirketi (ABD pazarının yüzde 99’unu oluşturuyorlar) acil otomatik frenleme sistemlerini standart yapacaklar. Sistem, örneğin muhtemel bir çarpışmayı tespit ederse, frene basabilecek.
Ancak birçok otomobil zaten dahili bilgisayarlara sahip ve Panasonic, bunların üzerinde bulunan tüm bilgileri kullanmak istiyor. Şirket önümüzdeki yıllarda bu entegre yazılım yığınının gerçek ilk bütünsel uygulamasını tasarlamaya çalışacak. Böylece, arabanın ön cam sileceklerinden çekiş kontrolüne kadar her şeyi kontrol eden araç içi bir yazılım elde edilecek. Ford ve Toyota gibi şirketlerin bu bilgilerle çok şey yapabileceği düşünülüyor.
Örneğin Colorado’nun karlı karayollarında, ışıkları ve otoyol işaretlerinin yanı sıra, arabalar birbirleriyle iletişim kurmak için kısa menzilli radyo frekanslarını da kullanabilirler. Traik ya da hava koşulları hakkında birbirlerine bilgi gönderebilirler; böylece örneğin yolda giderken öndekiler yoldaki bir cismin etrafından dolaşıyorsa, aracınız da yavaşlamanız veya önceden şerit değiştirmeniz için sizi uyarabilir. Otobandan uzakta, Pena İstasyonunun etrafındaki semtler, demiryolu hattına daha az taşıtla bağlanacaklar. Easymile, EZ10 sürücüsüz otomobil servisini birkaç ay içinde devreye alacak. 12 yolculu servis, gelişmekte olan çevredeki sakinleri tren istasyonuna taşıyacak. Servis ve trene kolay erişim sayesinde bölgede arabalar daha az gerekli hale gelecek. Günlük seyahatler için 400 dönümlük alan canlı çalışma merkezleri olarak tasarlanacak. Ana ulaşım şekilleri, EZ10 servisi ile birlikte yürüyüş ve bisiklet olacak. Diğer girişimlerde olduğu gibi, bölge bir mobil merkez olacak ve test merkezi gibi kullanılacak.
Sensörler
Pena İstasyonu çevresini bir deneme merkezi olarak kullanacak Denver, bir taraftan da yeni teknolojileri deneyebiliyor, örneğin akıllı sokak lambaları. Artık birden fazla alanda şehri gerçekten etkileyebilen daha etkili teknolojilerin olup olmadığı pek tartışılmıyor.
Enerji dağıtım şirketleri
genellikle mevcut elektrik direklerinin de sahipleri durumundalar. Denver’da, 50.000 sokak lambasının yüzde 90’ı bir şirkete ait. Şehrin akkor ampülleri LED’ler ile değiştirilmekle kalmayıp aynı zamanda akıllı hale getirilmek isteniyor, ancak bu mutlaka şirketin bilançosuna da yansıyacaktır. Kamera veya sensör eklemenin getireceği yükün, sistemin kendisini ödemesi ile karşılanacağının kanıtı ne? Bir kere, kirlilik sensörleri, yetkililerin, şehrin 2020 sürdürülebilirlik hedeleri için sera gazı hedelerini tutturma konusunda işlerin yolunda gidip gitmediğini bilmelerine yardımcı olabilir. Akıllı aydınlatma sisteminin Pena’da kurulmasının ardından Denver, gelişmiş kar kaldırma, gelişmiş güvenlik ve daha iyi park etme hakkında gerçek verilere sahip oldu. Bölgenin karbon sonuçlarının da benzer şekilde elde edilmesi bekleniyor. Bölgenin binalarının ve evlerinin LEED Gold standartlarını karşılamasını garantilemek, değerli ölçümler sağlayacak ve gelecekteki inşaatlar için bir plan oluşturulmasına yardım edebilecek. Denver’ın yeşil çizgisi, enerji seçeneklerinde de devam ediyor.
Çeşitli enerji seçenekleri, enerji dağıtım şirketlerine bir servis sağlayıcı olarak hizmet etme fırsatı veriyor. Müşterilerin enerjilerini ister fosil yakıtlardan isterlerse de güneş veya rüzgar kombinasyonundan elde etme şeklindeki seçimleri için, Colorado seçenek sunma konusunda da öncülük yapacaktır. Konumunun doğası gereği Denver, karın temizlenmesi gibi her potansiyel akıllı şehrin karşı karşıya kalmadığı bazı zorluklara sahip. Yetkililer, 4K kameralarla sokakları daha iyi görebilecekler. Kar yağdığında her seferinde, kamyonlara 100 bin dolar harcanıyor. Kavşakların veya sokakların 4K görüntüsüne sahip olduğunuzda daha stratejik bir rol ortaya koyabilirsiniz.
Tünelin ucundaki akıllı ışık
Pena’nın tam olarak aktif hale geçmesi için öngörülen bir tarih yok. Fujisawa bile yüzde 100 tamamlanmış değil. Bazı yönlerden Denver’ın dönüşümü yeni başlamaya başlamış durumda. Bazılarında zaten uzun bir yol kat edilmiş. Bu dönüşüme 1995’te açılan bir beyzbol stadı öncülük etmiş. Şehrin nüfusu 2000 yılından bu yana yüzde 25 artmış. Kente ayda 1.000’den fazla insan katılıyor. Kentte, özellikle trafik konusunda sıkışıklık yaşanıyor. Yollara yeni şeritler eklemek için büyük paralar harcanıyor.
Denver Hakkında
Denver, ABD’nin Colorado eyaletinin başkenti ve en büyük şehri. Yüzölçümü 401 km2 ve nüfusu 634 bin kişi. Daha çok gezilecek değil yaşanacak bir şehir olarak tanımlanıyor. Düzenli, sakin bir şehir. Gezilecek yerler listelerinde genellikle en başta trafiğe kapalı bir cadde geliyor. Denver dağlarla çevrili değil ama 200 kadar tepe buradan görülebiliyor. Bunlardan 32’sinin yüksekliği 4km’nin üzerinde. Şehirden görülebilen dağların şehre uzaklığı ise 225 km kadar. Denver’ın deniz seviyesinden yüksekliği tam 1 mil. Denver, Amerika’nın en büyük 10. şehir merkezi ve yürümeye en hazır alanlardan birine sahip. Bir kilometre yarıçapındaki Denver şehir merkezinde üç büyük spor stadyumu, ulusun en büyük ikinci gösteri sanat merkezi, 30.000 öğrencili üç üniversite, çeşitli sanat ve tarih müzeleri, 8.400’den fazla otel odası, 140 milyon dolarlık tema ve su parkı, 100 milyon dolarlık bir akvaryum ve 300 restoran bulunuyor. Şehir yılın 300 günü güneşli bir havaya sahip. Şubat ayının sıcaklık ortalaması 7 derece. Denver’da 1858’de yaşayan hiç kimse yokken, 30 yılda Altına Hücum hareketi ile bir patlama yaşamış ve vahşi batının en vahşi olaylarına sahne olmuş. Bu dönemin izleri müzelerde, altın madenciliği yapılan köyler ve yüzlerce Viktorya dönemi binasında görülebiliyor. Denver, şehir içinde 200’den fazla parka ve yakındaki dağlarda da 80 bin dönümlük parka sahip. Şehrin kendi buffalo sürüsü var ve her yıl 26 çiçek bahçesinde 200.000’den fazla bitki yetişiyor. Şehir ABD’nin en eğitimli nüfusuna sahip ikinci şehri olarak gösteriliyor. Toplam 10 bin koltuğa sahip dokuz tiyatro, opera ve konser salonunun bulunduğu bir kültür merkezine sahip.
Gayet açıklayıcı bilgiler için teşekkürler.
Gayet açıklayıcı bilgiler için teşekkürler.