4 Temmuz 2015’te Yeni Ufuklar adı verilen bir NASA uzay gemisi Dünya’dan 5 milyar km ötedeydi. 9,5 sene uçtuktan sonra, birden iletişimi kesilmeden önce Plüton’dan yalnızca 10 gün uzaklıktaydı. Ama biraz geriye gidelim.
1989 itibarıyla, insanoğlu güneş sisteminde bilinen bütün gezegenlere uzay gemisi gönderdi, biri hariç—Plüton. Gök bilimcilerin Plüton veya yanındaki gök cisimlerini gezegen olarak düşünmediğini duymuşsunuzdur. Ancak çoğu gezegen bilimci hâlâ gezegen olduklarını düşünüyor, bu yüzden bu terminolojiyi burada kullanıyoruz.
Dünya’da Plüton hakkında pek az şey öğrenebiliriz, çünkü bizden çok uzakta. Ancak Plüton bilimsel bir altın madenidir. Kuiper Kuşağı denen bir alanda bulunuyor, burası birçok küçük gezegen, yüz binlerce eski buzul cisim ve trilyonlarca kuyruklu yıldız barındıyor.
Güneş sistemimizin oluşumu hakkında ipuçları içeren bu gizemli bölge çok uzun ve oldukça ulaşılmazdır. Ta ki Yeni Ufuklar’a kadar. Amacı: Plüton’u keşfet, mümkün olduğu kadar bilimsel veri topla, onları Dünya’ya taşı, sonra Kuiper Kuşağı’nın uzaklarını keşfet.
Buna ulaşmak için, Yeni Ufuklar ekibi uzay gemilerini yedi son model bilimsel ekipmanla donattı. Buna Ralph da dâhil, on binlerce km öteden Manhattan’daki şehir bloklarının büyüklüğündeki özellikleri gösterecek kadar güçlü kamera setleri. Ve Plüton’un atmosfer basıncı ve sıcaklığını ölçmek için radyo dalgaları kullanmak üzere tasarlanmış olan REX. Tüm iç ekipmanlar hem güvenilir, hem de hafif olmak üzere yapıldı, çünkü Yeni Ufuklar’ın ek bir sorunu vardı; hedefine en kısa zamanda ulaşmak zorundaydı. Neden? 2020 civarında, Plüton yörüngesinde atmosferinin donabileceği bir noktaya erişecek. Ve eksenindeki eğim yüzünden, Plüton’un yüzeyinde daha fazla yer her sene daha fazla karanlığa gömülüyor. Plüton her 248 Dünya senesinde bir tam yörüngesini tamamlar, yani ziyaret etmek için bir sonraki büyük imkân uzun zaman sonra doğacak.
Yeni Ufuklar’ın zamanında Plüton’a ulaştığını görmek için fırlatılmasına bakalım. Üç roket aşaması Yeni Ufuklar’ı öylesine büyük hızlara çıkardı ki aya 400.000 kilometreyi sadece dokuz saatte aldı. Yaklaşık bir yıl sonra, uzay gemisi Jüpiter’e ulaştı ve yer çekimi yardımı aldı. Burada yer çekimsel sapan efekti almak için gaz devine yakın uçar. Yeni Ufuklar, sekiz sene Plüton’a kalan boşluğu geçmek için saatte yaklaşık 50.000 kilometre ile uçacaktı. Böylesine şaşırtıcı bir hızla gitmek, bir yörüngeye veya yere inmek üzere yavaşlamanın imkânsız olduğu anlamına gelir. Bu sebeple Yeni Ufuklar alçaktan uçma görevindeydi, böylece sadece bir kez Plüton’a yaklaşıp araştırma yapma şansı olacaktı. Alçaktan uçuş tam otomatik olacaktı, çünkü o mesafede Dünya’dan herhangi bir sinyali yönlendirmek 4,5 saat alır. Bu yüzden ekip ana yük adı verilen binlerce komut serisini geminin bilgisayarına yükledi, ki bu gemi Plüton’a 6,5 gün uzaklıktayken işlemeye başlayacaktı.
Ancak Yeni Ufuklar sadece on gün uzaklıktayken neredeyse bir felaket olacaktı. Yer kontrolü uzay gemisi ile bağlantıyı kaybetti. İki sinir bozucu saatten sonra, Yeni Ufuklar tekrar bağlantı kurdu ama görev kontrol ana bilgisayarın tekrar yüklenerek tüm ana yük ve diğer kritik verisini kaybettiğini anladı. Bu olmadan çok geçmeden Plüton tarafından savrularak göreve dair göstermek için hiçbir şey kalmazdı. Görevin Operasyon Müdürü Alice Bowman Yeni Ufuklar’a yönergelerin tekrar yüklenmesi için ekibe 72 saat uykusuz liderlik etti. Tek bir hataya yer olmadan o ve ekibi işi başardı ve Yeni Ufuklar nefes kesici resimler çekmeye ve yayınlamaya başladı. Bu gözlemler çok renkli bir dünyayı ortaya çıkardı, yerdeki sisler, yüksek irtifadaki puslar, bulutlar, kanyonlar, yükselen dağlar, faylar, kraterler, kutup tepeleri, buzullar, görünen kumluk alanlar, şüphelenilen buz volkanları, geçmişte akan akışkanlara dair kanıtlar ve daha fazlası.
En heyecan verici keşiflerden biri 1000 km genişliğindeki Sputnik Planitia buzuludur. Sputnik Planitia büyük oranda yavaşça karışan donmuş nitrojenden oluşmuştur ve bunun gibi bir şeyi daha önce güneş sisteminde görmedik. Plüton’un keşfi büyük bir başarıydı ama Yeni Ufuklar görevi henüz bitmedi. 1 Ocak 2019’da Plüton’dan bir milyar km daha uzaktan güneşin etrafında dönen, 2014 MU69 adı verilen Kuiper Kuşağı Objesi’ni ziyaret ettiğinde, en uzakta keşfedilen obje olarak kendi rekorunu kıracak. Orada ne bulacağını görmek için dünya nefesini tutuyor.