Fosil kelimesi Latince olup “yerden kazılan” anlamına gelir. Uzak geçmişte yaşayan bitki ve hayvanların yer kabuğundaki bazı kayaçlar içindeki taşlaşmış kalıntıları, gövde kalıp ve izleri fosil (taşıl) olarak adlandırılır.
Fosil Nasıl Oluşur?
Yeryüzünde yaşayan canlıların büyük çoğunluğu hiçbir iz bırakmadan ayrışır, toprağa ve suya karışır. Dolayısıyla fosilleşme meydana gelmez. Bazı özel durumlarda, elverişli ortamlarda fosilleşme gerçekleşir.
Fosilleşme için gereken şartlardan ilki, ölen canlının kalıntılarının tortullarla birlikte hızla gömülmesidir. Böylelikle kalıntıların hava ile teması kesilir, milyonlarca yıl içinde meydana gelen kimyasal tepkimeler ve tortulların oluşturduğu baskı altında sıkışarak fosilleşir.
Fosilleşme alanları genellikle deniz, göl, bataklık gibi tortullanma alanlarıdır. Fosilleşmenin ani olması yanında canlının kabuk, kemik, diş gibi sert parçalara sahip olması da fosil oluşumunda etkilidir. Bazı durumlarda kas, deri, tüy ve balık pulları gibi kısımlar da fosil olarak korunabilmiştir. Ender olarak ise kas dokuları korunmuştur. Sibirya ve Alaska’da mamut olarak adlandırılan nesli tükenmiş fillerin buz içinde donmuş kalıntıları bulunmuştur.
Fosil Nasıl Bulunur?
Fosillerin oluşum şartları göz önüne alındığında fosil, tortul kayaçlar içinde oluşur. Kil taşı, kum taşı, kalker gibi tortul kayaçlar fosil içerir. Püskürük ve başkalaşım kayaçlar içinde ise genellikle fosil bulunmaz.
Paleontolog olarak adlandırılan fosil bilimciler tortul kayaç tabakalarının açığa çıktığı yol yarmaları, maden ve taş ocakları ile dik yamaç eteklerinde arama yaparak tabakalar arasındaki fosillere ulaşırlar.
Bulunan fosillerin türü, yaşadığı zaman, bulunduğu yer ve kayaç grubu bilgileri kayıt altına alınır.
Fosillerden Hangi Bilgiler Elde Edilir?
Fosiller, yeryüzünün milyonlarca yıllık doğa tarihinin karmaşık hikâyesini anlatmaya yardımcı olur. Fosiller geçmiş yaşamın kanıtlarıdır. Geçmişteki ortam şartlarının aydınlatılmasında da fosillerden yararlanılır.
Tortul taşların oluşum yaşı, oluşum zamanında yaşayan canlıların kalıntılarından öğrenilir. Canlıların yaşadıkları dönemlerden yola çıkılarak fosil bulunan sahanın oluştuğu jeolojik zaman bilinebilir.
Fosiller, oluştukları yer ve zamana ait denizel veya karasal ortamda olma, iklim gibi fiziki coğrafya şartları hakkında bilgi verir. Mercan ve palmiye fosilleri tropikal iklime, deniz canlılarının fosillerinin kara içinde bulunması ise geçmişte denizel ortam şartlarının varlığına kanıt oluşturur. Konya Ovası’ndaki tortullar içinde bulunan Dreisensia fosilleri, Konya-Ereğli arasında büyük göllerin var olduğuna tanıklık eder.
Genel kanının aksine dinozorlar ile insanlar, hiçbir zaman aynı dönemde yaşamamışlardır. Yaklaşık 65 milyon yıl önce 10 km çapındaki göktaşının Dünya’ya çarpması sonucunda, dinozorların neslinin tükendiği düşünülmektedir. Geçmişte dinozorların yaşadığını, fosillerden öğrenmekteyiz.