Tüm ülkeler, ekonomik büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için yoğun olarak dünyanın doğal kaynaklarını kullanır. Ne var ki sanayileşme, gıda üretimi, çevre kirliliği ve kaynak tüketimindeki mevcut artışın devam etmesi hâlinde önümüzdeki yüz yıl içinde gezegenimizdeki büyümenin sınırlarına gelinecektir. Dünyadaki tüketimin bu hızla devamı durumunda gelecek kuşakların temel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün görünmemektedir.
Çevrenin, ekonomik gelişmenin kaynağı ve sınırı olduğu düşüncesinden hareketle kalkınmanın devamı ve gelecek nesillerin refahının sağlanabilmesi için sürdürülebilir kalkınma kavramı ortaya atılmıştır. Sürdürülebilir kalkınma; yaşayan ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarını tehlikeye atmadan karşılamayı olanaklı kılan ekonomi politikalarıdır. Diğer bir deyişle insan faaliyetlerinin devamlılığı ile doğa arasında denge kurularak doğal kaynakların tükenmeden gelecek nesillere aktarımının sağlanmasıdır.
Doğal kaynakların sürekliliğinin sağlanmasında kaynakların kendini yenileme hızı, kirletici oranı ile doğanın kirleticileri temizleme hızı dikkate alınmalıdır. Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı için;
- Doğal kaynak yönetimi ve geri dönüşüm stratejilerinin benimsenmesi,
- Çevresel değerlerin korunmasına öncelik verilmesi,
- Gelecek nesillerin ihtiyaçlarının dikkate alınması,
- Eşitlikçi sosyal ve ekonomik politikaların geliştirilmesi gerekmektedir.
Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımıyla insan sağlığının, biyoçeşitliliğin, hava, su ve toprak kalitesinin korunması sağlanabilecektir.
Fosil yakıtlar yerine güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak temiz enerji sağlanabilmektedir.
Orman ürünleri sanayisinde kullanılan ağaçların sürdürülebilir olarak kesilmesi sürdürülebilir kalkınmaya örnek verilebilir. Uygun türde ağaç yetiştirilip kesilen ağacın yerine yenisinin dikilmesiyle devamlılık sağlanabilir.
Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı çevresel değerleri gözeten ekonomik politikaların benimsenmesi ile mümkündür.
Elinize sağlık teşekkürler.